seasonal

English-Turkish Translation

  1. Adjective mevsimlik, bir mevsime mahsus, geçici.
    seasonal work.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

seasonal adjustment
konjonktür ayarlaması
seasonal advances
mevsim kredisi
seasonal advertising
mevsim reklamcılığı
seasonal allowances
mevsim indirimleri Noun
seasonal article
mevsimsel mal
seasonal articles
mevsim malları Noun
seasonal business
mevsimlik işler Noun
seasonal clearance (closing out , br) sale
(US) mevsim sonu tasfiye satışı
seasonal commodity
mevsim malı
seasonal concentration
mevsimsel yoğunlaşma (satışları ya da satış teşvik kampanyalarını yılın belirli bir döneminde yoğunlaştırma
seasonal concentration
mevsim sel yoğunlaşma
seasonal consumption
mevsim tüketimi
seasonal corporation
mevsimlik şirket
seasonal demand
mevsim talebi
seasonal demand
mevsimsel talep
seasonal discounts
mevsim sel iskonto
seasonal discounts
mevsimsel iskonto (yıl içinde satışların düşük olduğu dönemde uygulanan iskontolar Noun
seasonal display
mevsim mallarının teşhiri
seasonal display
mevsim sergisi
seasonal employment
mevsime bağlı iş
seasonal factors
mevsim faktörleri Noun
seasonal fluctuations
mevsimsel dalgalanmalar Noun
seasonal fluctuations
mevsim dalgalanmaları Noun
seasonal foods
mevsim yiyecekleri Noun
seasonal goods
mevsimsel mallar Noun
seasonal goods
mevsim malları Noun
seasonal increase
mevsime bağlı artış
seasonal industries
mevsime bağlı sanayiler Noun
seasonal industry
mevsime bağlı sanayi I
seasonal industry
mevsime bağlı sanayi
seasonal influences
mevsimin etkileri Noun
seasonal influenza
mevsimsel grip Noun, Medicine
seasonal item
mevsim malı
seasonal layoffs
mevsimle ilgili işten çıkarmalar Noun
seasonal loan
mevsim kredisi
seasonal migration
mevsim göçü
seasonal migration
mevsimsel göç
seasonal nature
(sanayi) mevsime göre olan
seasonal occupation
mevsimle ilgili uğraş
seasonal peak
mevsimin en civcivli zamanı
seasonal pressure
mevsimin baskısı
seasonal price fluctuations
mevsim fiyat dalgalanmaları Noun
seasonal price increase
mevsim fiyat artışı
seasonal price-increase
mevsim fiyat artışı
seasonal production
mevsimlik üretim
seasonal production
mevsim üretimi
seasonal products
mevsim ürünleri Noun
seasonal rates
mevsim fiyatları Noun
seasonal requirements
mevsim ihtiyaçları Noun
seasonal sale
mevsim satışı
seasonal shutdown
mevsim gereği işyerinin tatil edilmesi
seasonal sickness
mevsimin kesatlığı
seasonal sickness
mevsim kesatlığı
seasonal slump
mevsimle ilgili piyasa durgunluğu
seasonal swings
mevsim değişiklikleri Noun
seasonal tariff
mevsimle ilgili ücretler
seasonal ticket holder
abonman kartı sahibi
seasonal trade
mevsim ticareti
seasonal trade
mevsime bağlı ticaret
seasonal trend
mevsime bağlı trend
seasonal trend
mevsim eğilimi
seasonal trends
mevsime bağlı trendler Noun
seasonal unemployment
mevsime bağlı işsizlik
seasonal upswing
mevsim dolayısıyla işlerin iyiye gitmesi
seasonal upswing
mevsime bağlı yükseliş
seasonal upturn
mevsime bağlı yükseliş
seasonal upturn in demand
talepte mevsimle ilgili artış
seasonal upward trend
konjonktürün mevsime bağlı yükselişi
seasonal variations
mevsime bağlı değişiklikler Noun
seasonal veriations
mevsime bağlı değişiklikler Noun
seasonal work
mevsime bağlı iş
seasonal worker
mevsimlik işçi
seasonal worker
mevsim işçisi
(industry) seasonal nature
mevsime göre olan
annual seasonal ticket
yıllık abonman
buy a seasonal ticket
abonman kartı almak Verb
handle the seasonal peak problems
mevsimin işlerinin en çok yoğun olduğu zamanlardaki sorunları ele almak Verb
have a seasonal ticket
abonman kartı olmak Verb
low seasonal fare
indirimli mevsim bilet ücreti
monthly seasonal ticket
aylık abonman
obsolescence of seasonal goods
mevsim mallarının modasının geçmesi
on seasonal grounds
mevsim koşulları yüzünden
take out a seasonal ticket
abonman kartı almak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database