already

English-Turkish Translation

  1. Adverb zaten, evvelce, biraz önce, bir süre önce(den), daha önce, biraz evvel, çoktan.
    When we came in, we
    found they had already arrived: Biz geldiğimizde onları çoktan gelmiş bulduk.
    The train had already left: Tren biraz önce hareket etti.
  2. Adverb şimdiden, bukadar tez/erken, bukadar çabuk, ne çabuk.
    The results are already apparent: Sonuçlar
    şimdiden görülüyor.
    It is noon already! Ne çabuk öğle oldu!
  3. Adverb artık (tümce sonunda sabırsızlık ifade eder).
    That's enough already! Artık yeter (çok oluyorsun)!
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

already exist
hâlihazırda bulunmak Verb
already exist
hâlihazırda mevcut olmak Verb
already exist
önceden var olmak Verb
already exist
zaten var olmak Verb
detriment already incurred
vuku bulmuş olan hasar
fine tune an economy already at full capacity
zaten tam kapasite işlemekte olan bir ekonominin ince ayarını yapmak Verb
English-Turkish phrases from Zargan's own database