calling

English-Turkish Translation

  1. Noun çağırma, bağırma.
  2. Noun ziyaret.
    calling card = visiting card: kartvizit.
  3. Noun meslek, iş, meşgale.
    What is your calling?
  4. Noun davet.
    He had a calling.
  5. Noun dürtü, iç eğilim, içten gelen kuvvetli arzu/istek.
    He did it in response to an inner calling:
    Onu, içten gelen bir arzuya uyarak yaptı.
  6. Noun toplantı, toplanma, içtima, toplantıya davet.
    the calling of Parliament.
  7. Noun çiftleşme zamanı dişi kedinin çıkardığı ses.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

in exercise of one's calling
mesleğinin icrasında
cold calling
satış temsilcisinin istenmeyen ziyareti
cold calling
soğuk ziyaret
exercise a calling
bir meslek icra etmek Verb
gentle calling
saygıdeğer meslek
honourable calling
şerefli meslek
public calling
devlet memuriyeti
right of calling
(borsada , ikramiyeli muamelede) satın alma hakkı
right of calling
(borsada , ikramiyeli işlemlerde) satın alma hakkı
secondary calling
yan meslek
speed calling
(telefon) acele çevirme sistemi
training for a calling
mesleki staj
calling an election
seçim çağrısı
calling card
card ile ayni anlama gelir. kartvizit.
calling clause
(gemi) uğrama klozu
calling cycle
satış temsilcisinin belirli bir müşteriyi iki kez ziyareti arasında geçen süre
calling cycle
ziyaret devresi
calling docket
çağrı defteri
calling hours
ziyaret saatleri Noun
calling in
ödeme talebi
calling in an expert
bilirkişiye müracaat
calling in of bank notes
banknotların tedavülden çekilmesi
calling of a roll
yoklama
calling of the jury
jüri üyelerinin kura ile seçilmesi Noun
calling of the plaintiff
davacının çağrılması
calling of the reserve
yedeklerin çağrılması
calling of the reserves
yedeklerin çağrılması
calling of witness
tanık celbi
calling of witnesses
tanıkların çağrılması
calling of witnesses
tanıklara müracaat
calling off of a strike
bir grevin durdurulması
calling on customers
müşterilere ziyaret
calling out
düelloya çağrı
calling someone a liar
tekzip
calling the shareholders together
hissedarlar toplantısı yapma
calling to account
muaheze
calling to testify
tanıklığa çağrı
calling to the bar
(Br) baroya kabul
be calling for the question
müzakerelerin kapatılmasını talep etmek Verb
dispense with the calling of witness
tanık çağırmaktan vazgeçmek Verb
matter calling for attention
dikkat isteyen mesele
take a vote by calling over the names of the members
üyelerin adlarını okuyarak oy kullanmak Verb
take a vote by calling the names of the members
üyelerin adlarını okuyarak oy kullanmak Verb
Thanks for calling.
Aradığın için teşekkür ederim.
English-Turkish phrases from Zargan's own database