carry over

  1. (a) ilerle(t)mek, ileri götürmek, devam et(tir)mek, terakki kaydetmek, (b) (hesabı/toplamı) yeni sayfaya
    geçirmek/aktarmak, (c) (bkz: carry back ) (b), (d) sürdürmek, devam ettirmek, teşmil etmek.
    He does not carry over his business ethics into his personal relationships.
  2. (a) ertelemek, sonraya bırakmak, tehir etmek, (b) kalmak, artakalmak, intikal etmek.
    The habit carries
    over from my childhood. (c) (muhasebe) bir sayfanın toplamını sonraki sayfaya geçirmek/nakletmek, (d)
    carry forward ile ayni anlama gelir.(bkz: carry back ) (b). (e) aktarmak, bir zamandan/yerden başkasına intikal ettirmek.
bakiyeyi nakletmek Verb
nakl-i yekûn yapmak Verb
stoku gelecek mevsim için saklamak Verb
nakliyekûn, bir sayfanın başına yazılan evvelki sayfanın hesap toplamı. Noun
artık, bakiye, hasılat bakiyesi, sonraya bırakılan iş. Noun
(süregelen) etki, uzatma, evvelce bitirilmiş bir işin sonraki iş üzerindeki etkisi.
There's quite
a carry-over from my work on dictionaries to the poetry I write.
Noun