demand

  1. Noun, Economics talep
  2. sürüm
  3. istemek, talep etmek.
    I demand my rights/my money/a clear answer. He demanded payment of the debt.
  4. ısrar etmek, ısrarla istemek/talep etmek.
    She demanded that we let her in.
  5. emretmek.
    I demand that you should go immediately.
  6. gerektirmek, icabettirmek, ihtiyacı olmak, muhtaç olmak.
    This task demands patience. This work demands
    your attention without delay.
  7. Law (a) resmen hak talep etmek, hak iddia etmek, dava etmek, (b) mahkemeye celbetmek.
  8. sormak, soruşturmak.
    I demanded his name.
  9. isteme, talep etme.
  10. istek, dilek, talep, istenen şey.
    The worker's demand for higher wages seems reasonable.
  11. gerek, lüzum, ihtiyaç.
    There is a great demand for engineers in this country.
    I have my demands
    upon my time: Vaktim doludur.
  12. Economics (a) talep, satınalma isteği ve gücü, (b) belirli bir fiyattan müşterilerin almaya hazır oldukları mal
    miktarı.
    law of supply and demand: arz ve talep kanunu.
  13. rağbet, revaç.
    in great demand: çok revaçta, çok aranan, büyük rağbet gören, tutulan.
    an article
    in great demand. Oil is in great demand these days.
  14. soru, sor(uştur)ma, araştırma.
yelkenleri suya indirmek Verb
tükürdüğünü yalamak Verb
taleplerinde daha ısrarlı olmak Verb
taleplerinde ısrar etmek Verb
talep bite israr etmek Verb
taleplerinde ısrar etmek Verb
biriken talep
faal talep
büyük talep
talep etmek Verb
fiili talep
mecmuu talep
toplam talep
(ailelerin tüketici mal ve hizmetler talebi , firmaların ve hükümetin yatırım malları için talebi , merkezi
ve genel idarelerin mal ve hizmet talebi i
birbirinin yerine geçebilen türlü nesnelere olan talep
birikmiş talepler
birikmiş talep biler
ihtiyacı
banka kredisi talebi
talepte yükseliş
büyük çapta artan talep
kredi talebi
belli bir markaya karşı olan talep
canlı talep
aşırı talep
sermaye ihtiyacı
nakit talebi
nakdi talep
baş talep
talebi karşılamada iki ya da daha çok sayıdaki ürünün rekabet etmesi durumu
tamamlayıcı talep
tamamlayıcı talep (ortak kullanımı olan iki mala olan talep
karma talep (birbirinin yerine geçebilen iki ya da daha çok sayıdaki mal için talep
karma talep
birbirinin yerine kullanılabilen üretim talebi (kömür yerine petrol ya da doğalgazın ısınmak için kullanılması gibi
büyük talep
tüketici talebi
tüketici talebi
talep yaratmak Verb
karşı talep
o anda piyasada geçerli olan mal fiyatlarının kabul görmesi
cari talep
değeri artık önemli olmamasına karşın bir ürün ya da markaya olan bağlılığın sürmesi
derin köklü talep
ertelenen ihtiyaç
türev talep
dolaylı talep
iç talep Noun, Economics
efektif talep
fiili talep
belirli bir fiyatla satın alınmış bir mal ya da hizmet
etkinliği olan
sonuç doğuran talep (tüketicilerin bir malı belirli bir fiyattan satın almak için para harcama isteği
hazır para ile karşılanan talep
elastiki talep
elastik talep
ihtiyaca göre artıp eksilen talep
talep fazlalığı
fazla talep
talep fazlası
fazla talep
ülke dışı talep
aşırı talep
ucuz talep
finansman ihtiyacı
yeni talep
talep doğurmak Verb
talep oluşturmak Verb
yerli talep
memleket içi talep
iç talep
konuta olan talep
hemen mevcut talep
ani talep
artan talep
geçer
rağbetli
artan talep
elastiki olmayan talep
esnek olmayan talep
ilk talep
önemsiz talep
memleket içi talep
yatırım talebi
ortak talep
bağlı talep
büyük talep
başlıca talep
işgücü talebi Noun
işçi talebi Noun, Economics
potansiyel talep
meşru hak iddiası
yerine getirilen
ödenen borç talepleri Noun
az talep
canlı talep
borç talebi
ekonomide inişli çıkışlı talep
piyasa talebi
azami talep
asgari talep
para piyasası
para talebi
park yeri ihtiyacı
bir şeye olan talebin en yüksek dönemi
para talebi
talep birikmesi
ısrarlı talep
ısrarlı talep
fiyat artışlarına karşın markaya süren talep
ısrarlı talep
şahsi talep
potansiyel talep
muhtemel talep
enerji talebi
acil talep
başlıca talep
esas talep
fidye talebi
makul talep
karşılıklı talep
yedek parça talebi
ikame talebi
bakiye talep
ani talep
maaş talebi
mevsim talebi
özel bir şeye olan ihtiyaç
münferit talep
düşük talep
gevşek talep
zamanaşımına uğrayan talep
(US) zamanaşımına uğramış talep
değişmeyen talep
muntazam talep
çelik talebi
aşırı talep
büyük talep
yüksek talep
(US) vergi ihbarnamesi
vergi ihbarnamesi
ticari talep
belirsiz talep
dünya talebi
dünya çapında talep
talep analizi
yardım istemek Verb
talep yaratma
tazminat istemek Verb
üzerine çek keşide edilebilen vadesiz mevduat
talep esnekliği
talep tahmini
optimum kâr fırsatını sağlamak amacıyla değişik satış fiyatlarıyla değer tahminleri yapılması
talep fonksiyonu
ikame mallar
taleple
sermaye ihtiyacı
talep artışı Noun, Economics
talep enflasyonu
(US) vadesiz senet (istenildiğinde hemen ödenmesi gereken senet
talep karşılığında arzın gecikmesi
talep idaresi
taleplerin sevk ve idaresi
talep üzerine hemen ödenen para
istem çoklama Information Technology
sayfalı görüntü bellek yönetimi Information Technology
borcun ödenmesini talep etmek Verb
kamuoyuna başvurmak Verb
kamu oy una başvurmak Verb
talep fiyatı
sanayide arzdan daha çok talep olması
fiyat artışlarının talebin arzdan aşırı olması sonucu meydana gelmesi
bir ekonomide
alış fiyat teklifi
kısa vadeli kur
talep edildiğinde ödenecek kambiyo senetlerine uygulanacak kur
iade talebinde bulunmak Verb
tazminat istemek Verb
talep şedülü
ihtiyaç listesi
ihtiyaç listesi
talep fazlası
teslim olmasını istemek Verb
talep eğilimi