Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
desolate
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
ıssız, tenha, kuş uçmaz kervan geçmez.
During the winter the beach was desolate.
boş, terkedilmiş, metrûk, viran.
a desolate old house.
yalnız, kimsesiz, bikes.
üzgün, meyus, perişan.
desolate memories. When you're away from me, I'm just desolate.
kasvetli, sıkıcı, hazin.
a desolate cry
: hazin bir feryat.
desolate prospects
: sıkıcı bekleyiş.
harap etmek, viran etmek, viraneye çevirmek/döndürmek.
ıssızlaştırmak, kimsesiz/yalnız/boş bırakmak.
üzmek, kederlendirmek, meyus/perişan etmek, üzüntüye/kedere boğmak, mateme garketmek.
She was desolated
by the death of her husband.
terketmek, bırakıp gitmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
become desolate
ıssızlaşmak
Verb
very desolate
ıpıssız
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.