hiçbir ilişkisi olmamak
Verb
(a) ilgisi/alâkası/dahli olmak, (b) ilgilenmek, … ile uğraşmak, (konu) işlemek/ele almak.
The book has to do with new discoveries. (c) … ile ortak/arkadaş olmak, 57
have up
k.d. (a) mahkemeye celbetmek, (b) (yediği şeyi) kusarak çıkarmak.
idare etmek.
She can't afford a new coat and so will have to make do with the old one: Yeni manto
yapmaya gücü yetmiyor, eskisi ile idare edecek.
hiç ilgisi yok.
That decision has nothing to do with me: O kararın benimle hiç ilgisi yoktur.
I have nothing to do with him: Onunla hiçbir ilgim yoktur.
bitirmek, son vermek.
Let's have done with it! Artık bu işe bir son verelim!
… ile hiçbir ilişkisi/alâkası olmamak.
biriyle hiçbir ilişkisi olmamak
Verb
birşeyle ilgili olmak
Verb
birşeyle bağlantılı olmak
Verb
birşeyle ilgisi bulunmak
Verb
birşeyle alakalı olmak
Verb
birşeyle alakası bulunmak
Verb
birşeyle ilgili olmak
Verb
birşeye kanaat etmek
Verb
birşeyle idare etmek
Verb
bedensel eza ve zarar ika etmek niyetiyle tecavüz
bedensel eza ve zarar ika etmek niyetiyle tecavüz
yoketmek, öldürmek, ortadan kaldırmak.
(a) atmak, kaldırmak, (b) (birini) öldürmek, (c) (bir şeyi) defetmek, yoketmek, kaldırmak, lâğvetmek.
birinin işini bitirmek
Verb
fuzuli masrafları kesmek
Verb
her şeyi kararında bırakmak
Verb
işinıüstün başarıyla yapmak
Verb
işini üstün bir başarıyla yapmak
Verb
bir şeyi seve seve (zorla) yapmak
Verb
bir şeyi iyi niyetle yapmak
Verb
hoşlanmadığı bir şeyi memnuniyetsizliğini gizleyerek yapmak
Verb
bir şeyi büyük gizlilikle yapmak
Verb
bir şeyi hazırlamadan yapmak
Verb
bir şeyi iyi niyetle yapmak
Verb
bir şeyi göz göre göre yapmak.