macun, hamurumsu/ağdalı/lüzucî madde, örneğin: (a) gres yağı, (b) dinamit yapımında kullanılan emici
madde, (c) uçak kanatlarında kullanılan bezi sağlam ve su geçirmez hale getiren vernik.
esrar, uyuşturucu madde, narkotik: satışı ve kullanılması kanunen yasak olup ancak tıbbî maksatlarla
doktorların kullandıkları uyuşturucu ilâç. (Bu ilâçları yasa dışı alıp kullananlara da dope denir). dope addict = doper: esrarkeş, morfinoman, eroineman, uyuşturucu ilâç müptelâsı. dope ring: esrar/eroin/morfin vb. şebekesi, gizlice uyuşturucu madde satan şebeke.
yarış atına sersemletmek maksadıyla verilen uyuşturucu madde.
haber, bilgi, malûmat. to give someone the dope about sth: bir şey hakkında birisine bilgi vermek.
tahmin, kehanet, önceden haber verme.
sersem/budala/aptal kimse.
Coca-cola, pepsi gibi gazozlu içki.
dope up: ilâçla uyuşturmak/uyutmak/bayıltmak/sersemletmek. The doctor doped her before setting her broken leg.
uyuşturucu ilâç kullanmak.
macun/hamurumsu madde/vernik vb. sürmek.
(karışımın içine) başka madde karıştırmak.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition