mülk, emlâk, malikâne, konak, arazi, arsa.
to have an estate in the country.
(a) mal ve mülk, (b) malikin hukukî durumu, (c) bir arazi üzerinde bir kimsenin hissesi/hakkı, (d) miras kalan mal/mülk.
Law
site, yeni inşa edilen mahalle.
industrial estate: sanayi sitesi.
durum, hal, vaziyet, hayatın belirli bir dönemi/evresi.
to attain to man's estate: erginlik çağına
gelmek, rüşte erişmek.
Join together in the holy estate of matrimony: evlenmek.
(bellibaşlı toplumsal/politik) grup/sınıf/tabaka.
refah, mevki, sosyal durum, toplumsal orun, içtimaî mevki.
of high/low estate: içtimaî mevkii yüksek/aşağı.
debdebe, ihtişam, tantana, azamet.
(a) servet, zenginlik, itibar, yüksek mevki/mertebe, (b) mülk edinmek, malikâne kurmak.
hâkimiyeti ve tasarruf hakkı olan ve ölünce
vaktinden önce feshedilemeyen yararlanma hakkı
aksine vasiyet bulunmuyorsa
malikinin mülk üzerinde tam
kayıtsız şartsız kontrolü
müflisin iflas masasına giren malları ve diğer varlıkları
Noun
müflisin iflas masasına giren malları
Noun
üzerinde ipotek gibi herhangi bir hak tesis edilmemiş gayri menkul
üzerinde herhangi bir hak tesis edilmemiş gayrimenkul
infisahı şarta bağlı yararlanma hakkı
belirli bir olayın gerçekleşmesinde intikal edecek yararlanma hakkı
mirasla ilgili beklenen haklar
yerel örf ve âdetlere uygun olarak yer alan yararlanma hakkı
belirli bir olayın gerçekleşmesi anında sona eren yararlanma hakkı
öncelikli mülk: başkasının mülkünden geçiş hakkı sağlayan mülk.
Noun
hukuken mülkiyet olmamakla birlikte bir mülk veya mamelekten mülkiyet gibi yararlanma olanağı veren hukuki durum
(US) hukuken mülkiyet olmamakla birlikte bir mülk veya mamelekten mülkiyeti gibi yararlanma olanağı veren hukuki durum
(a) emlâkçi, emlâk simsarı/tellâlı, (b)
Brit. büyük emlâk idare eden memur.
ferağ senetlerine dercedilen temlik şartı
gayri menkul sahibi tarafından yapılan ve ayni bir hakkın kuruluşuna ait sözleşme
(Br) arazi ve orman geliri
çiftlik ve evlerini kiraya vermek
Verb
evi kârlı biçimde değerlendirmek için istihdam edilen kimse
hesapları tutmak ve araziyi
büyük arazi sahibi tarafından
veraset ve intikal vergisi
gayrimenkul üzerindeki hak
kullanılan gayri menkul üzerindeki hak
taliki şartlı gayri menkul
taliki şartlı gayri menkul hakkı
ilk toplumsal/siyasal sınıf: Fransada ruhban, İngilterede Lordlar kamarasındaki başpiskopos ve piskoposlar.
Noun
basın, matbuat, gazetecilik: bir ülkenin yönetim politikasında dolaylı etki yaratan gizli güç.
sınırlamasız gayrimenkul mülkiyet
sınırlamasız gayri menkul mülkiyeti
gelecekteki mülkiyet hakkı
gelecekte edinilecek emlak
tevarüs edilebilir tereke
site, yeni konutlar, tek yönetim altında yapılıp satılan veya kiraya verilen benzer biçimli evler.
bir vasiyetname ile tasarrufu öngörülmemiş tereke
vasiyet konusu olmayan tereke
iştirak halinde mülkiyetli gayri menkul
iştirak halinde mülkiyetli gayrimenkul
tapuya ayni hak olarak tescil olunan kira münasebeti
muayyen müddetli veya muvakkat ayni hak
herkese karşı (mutlak olarak) geçerli bir yararlanma hakkı
ömür boyu mülk veya gelir.
Noun
içtimai mevkii aşağı olma
(US) 99 yıllık irsi hâsılat icarı
muayyen mal vasiyeti ödendikten sonra kalan net miras
vasiyet olunan mal çıkarıldıktan sonra kalan net miras
belirli mal vasiyeti ödendikten sonra kalan net miras
menkul mal.
real estate: gayrımenkul mal/ mülk.
the three estates: asiller, ruhban sınıfı
ve halk.
the fourth estate: basın, gazetecilik.
feshedilebilir intifa hakkı
özelge, mülk, taşınmaz/gayrımenkul mal (özellikle arazi).
Noun
(US) mal bölümünden sonra açıkta kalan mülk
(Br) mal bölümünden sonra açıkta kalan mülk
bütün borçlar ödendikten sonra geri kalan tereke
eski sahibine intikal eden mülk
belli bir mirasçı grubuna ya da belli mirasçılara hasredilen servet
vasiyetname yle bırakılan miras
vasiyetnameyle bırakılan miras
avam, halk, siyasî nüfuz itibarıyla üçüncü gelen sınıf.
kerestesinden yararlanılan mülk
bir şahısta tespit edilen yararlanma hakkı