topyekun mücadele
Adjective
örgütlü suçla mücadele
Noun, Criminal Law
(bir kimsenin) inancı uğruna savaş vermek
Verb
gayesi uğruna savaşmak
Verb
can kaygısına düşmek
Verb
kendi çıkarı için savaşmak
Verb
memleketin savunması için savaşmak
Verb
memleket savunmasi için savaşmak
Verb
vatanı uğruna savaşmak
Verb
kendi kavgasını etmek
Verb
kendi başına savaşmak
Verb
(muharebede) gemilerine manevra yaptırmak.
bir şeyle mücadele etmek
Verb
(kalabalıktan vb.) güçlükle/mücadele ederek kurtulmak.
kalabalıkta zorla ilerlemek
Verb
bir kavgada daima ön safta olmak
Verb
bir kavgada daima ön safhada olmak
Verb
kavga çıkmaya ramak kalmak
Verb
hırgür, kedi-köpek kavgası.
They quarrel like cat and dog: Hiç geçinemezler /Kedi-köpek gibi kavga ederler.
dövüşmekten vazgeçmek
Verb
kavga heveslisi olmamak
Verb
kavganın en kızışmış anında
mücadelenin en şiddetli yerinde
dövüşmek, çarpışmak, kavga çıkarmak.
iyi (kötü) savaşmak/mücadele etmek.
mücadeleye pek gönüllü olmamak
Verb
kovalamaca sırasındaki mücadele ve dövüş
dövüşe/mücadeleye hazır olmak, mücadeleden kaçınmamak/yılmamak, pes dememek.
iki kişi arasındaki dövüş
(politika) iki aday arasında doğrudan mücadele
Bu sökmez/Bunu kimse yutmaz.
bir dava hakkında sonuna kadar mücadele etmek
Verb
yangın söndürmeye çalışmak
Verb
kaybedilmiş bir dava için mücadele etmek
Verb
kazanılma olasılığı olmayan bir savaşı sürdürmek
Verb
mahkemede bir deneme davasına bakmak
Verb
büyük handikapa karşı mücadele etmek
Verb
enflasyonla mücadele etmek
Verb
ekonomik krizle mücadele etmek
Verb
(a) direnmek, mukavemet etmek, yenilgiyi kabul etmemek, (b) karşı hücuma geçmek, mukabil taarruzda bulunmak.
bir hastalıkla mücadele etmek
Verb
(a) (üzüntüyü/şüpheyi vb.) yenmek, bertaraf etmek, (b) (arzu vb.) önlemek, bastırmak.
rant kavgası
Noun, Economics
eşit haklar için mücadele etmek
Verb
özgürlük mücadelesi
Noun, Politics-Intl. Relations
canını kurtarmak için savaşmak
Verb
vergileri indirmek için mücadele etmek
Verb
daha düşük vergi için mücadele etmek
Verb
ilkeler uğruna verilen mücadele
taht savaşı
Noun, Politics-Intl. Relations
gerilla savaşı yapmak
Verb
göğüs göğüse dövüşmek
Verb
sonuçlanana dek mücadele etmek
Verb
kedi köpek gibi kavga etmek
Verb
soğuk algınlığıyla savaşmak
Verb
(a) defetmek, püskürtmek.
fight off an enemy attack. (b) önlemek, ilerlemesini durdurmak, (gelişmesine/çoğalmasına
vb.) mani olmak.
to fight off a cold.
(mücadeleye/dövüşe/kavgaya vb.) devam etmek, sürdürmek.
iki cephede birden savaşmak
Verb
iki cephe de birden savaşmak
Verb
sonuna kadar savaşmak
Verb
birinin kavgasını etmek
Verb
kaçınmak, uzak durmak, imtina etmek, çekinmek, sakınmak.
sakınmak, çekinmek, uzak durmak, kuşkulanmak.
She fought shy of making the final decision. fight shy of a job: bir işten çekinmek.
sermaye yatırımından kaçınmak
Verb
çok şiddetle dövüşmek
Verb
sonuna kadar (taraflardan biri kazanıncaya kadar) mücadele etmek, mücadele ederek sonuca ulaşmak.
(US) fiyatlar yükselirken satma ve düşerken satın alma uygulaması
bütün güçlükleri yenmek
Verb
sonuna kadar savaşmak
Verb
sonuna kadar savaşmak
Verb
son nefesine kadar dövüşmek
Verb
son nefesine kadar dövüşmek/mücadele etmek.
bütün gücüyle mücadele etmek, canını dişine takıp savaşmak.
mertçe savaşmak/mücadele etmek.
çıplak yumruklarla dövüşmek
Verb
çıplak yumrukla döğüşmek
Verb
zar zor geçinmeğe çalışmak
Verb
daha savaşacak gücü kalmış olmak
Verb
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu
Proper Name, Law
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun
Proper Name, Law