1. savaş, muharebe.
  2. mücadele.
    a fight for recovery from illness. the fight against unemployment and high living cost.

    running fight: devam eden mücadele.
  3. dövüş, kavga.
    to have a fight: dövüşmek, kavga etmek.
    to join in the fight: kavgaya katılmak.

    stand-up fight: usulü dairesinde kavga.
    fight to the death: ölümle biten kavga/düello.
  4. (boks) müsabaka.
  5. savaş/mücadele azmi/ruhu/gücü.
    There was no fight left in him.
    The news of he defeat took all
    the fight out of us: Yenilgi haberi bütün mücadele azmimizi kırdı.
  6. savaşmak, harbetmek.
    to fight a battle: muharebe etmek, vuruşmak, savaşmak.
    Britain fought
    against/with the U.S. in the War of Independence. The Americans were fighting for their freedom/to gain their freedom.
  7. mücadele etmek, uğraşmak, karşı koymak, önlemeye çalışmak.
    He fought against despair. to fight crime.
    to fight against disease.
  8. dövüşmek, kavga etmek, dalaşmak.
    He and his wife are always fighting.
  9. dövüştürmek.
  10. muharebeyi idare etmek, askerî birlikleri/savaş gemilerini vb. harp nizamına sokmak, manevra yaptırmak, sevk ve idare etmek.
  11. (mücadele ederek/güçlükle) yol açmak.
topyekun mücadele Sıfat
it dalaşı İsim, Askerlik
örgütlü suçla mücadele İsim, Ceza Hukuku
(bir kimsenin) inancı uğruna savaş vermek Fiil
gayesi uğruna savaşmak Fiil
can kaygısına düşmek Fiil
kendi çıkarı için savaşmak Fiil
memleketin savunması için savaşmak Fiil
memleket savunmasi için savaşmak Fiil
vatanı uğruna savaşmak Fiil
kendi kavgasını etmek Fiil
kendi başına savaşmak Fiil
(muharebede) gemilerine manevra yaptırmak.
kendine yol açmak Fiil
bir şeyle mücadele etmek Fiil
(kalabalıktan vb.) güçlükle/mücadele ederek kurtulmak.
kalabalıkta zorla ilerlemek Fiil
bir kavgada daima ön safta olmak Fiil
bir kavgada daima ön safhada olmak Fiil
kavga çıkmaya ramak kalmak Fiil
savaş açmak Fiil
kapışma
boğa güreşi
(argo) çay partisi
hırgür, kedi-köpek kavgası.
They quarrel like cat and dog: Hiç geçinemezler /Kedi-köpek gibi kavga ederler.
horoz dövüşü
it dalaşı
seçim mücadelesi
meydan kavgası İsim
dövüşmekten vazgeçmek Fiil
göğüs göğüse savaş
göğüs göğüse çarpışma
vuruşmak Fiil
kavga heveslisi olmamak Fiil
bütüncül mücadele İsim
kavganın en kızışmış anında
mücadelenin en şiddetli yerinde
bıçaklı kavga İsim
dövüş taklidi
partizan kavgası İsim
çete dövüşü
kavga çıkarmak Fiil
yastık kavgası İsim
yastık savaşı İsim
ödül mücadelesi
ödüllü boks maçı
dövüşmek, çarpışmak, kavga çıkarmak.
iyi (kötü) savaşmak/mücadele etmek.
mücadeleye pek gönüllü olmamak Fiil
kovalamaca sırasındaki mücadele ve dövüş
deniz savaşı
deniz muharebesi İsim
sahte muharebe
dövüşe/mücadeleye hazır olmak, mücadeleden kaçınmamak/yılmamak, pes dememek.
açıktan açığa mücadele
kavgayı başlatmak Fiil
iki kişi arasındaki dövüş
(politika) iki aday arasında doğrudan mücadele
sokak kavgası, arbede.
Bu sökmez/Bunu kimse yutmaz.
bir davayı kazanmak Fiil
kavga :: ayırmak Fiil
muharebe etmek Fiil
bir dava hakkında sonuna kadar mücadele etmek Fiil
düello etmek Fiil
yangın söndürmeye çalışmak Fiil
kaybedilmiş bir dava için mücadele etmek Fiil
kazanılma olasılığı olmayan bir savaşı sürdürmek Fiil
mahkemede bir deneme davasına bakmak Fiil
büyük handikapa karşı mücadele etmek Fiil
enflasyonla mücadele etmek Fiil
ekonomik krizle mücadele etmek Fiil
davada savunmak Fiil
(a) direnmek, mukavemet etmek, yenilgiyi kabul etmemek, (b) karşı hücuma geçmek, mukabil taarruzda bulunmak.
bir hastalıkla mücadele etmek Fiil
(a) (üzüntüyü/şüpheyi vb.) yenmek, bertaraf etmek, (b) (arzu vb.) önlemek, bastırmak.
direncini kırmak Fiil
vuruşmak Fiil
rant kavgası İsim, Ekonomi
eşit haklar için mücadele etmek Fiil
özgürlük mücadelesi İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
canını kurtarmak için savaşmak Fiil
vergileri indirmek için mücadele etmek Fiil
daha düşük vergi için mücadele etmek Fiil
ilkeler uğruna verilen mücadele
hayat boyu süren
taht savaşı İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
faullü dövüşmek Fiil
gerilla savaşı yapmak Fiil
göğüs göğüse dövüşmek Fiil
sonuçlanana dek mücadele etmek Fiil
kedi köpek gibi kavga etmek Fiil
soğuk algınlığıyla savaşmak Fiil
(a) defetmek, püskürtmek.
fight off an enemy attack. (b) önlemek, ilerlemesini durdurmak, (gelişmesine/çoğalmasına
vb.) mani olmak.
to fight off a cold.
(mücadeleye/dövüşe/kavgaya vb.) devam etmek, sürdürmek.
iki cephede birden savaşmak Fiil
iki cephe de birden savaşmak Fiil
sonuna kadar savaşmak Fiil
dalaşmak Fiil
birinin kavgasını etmek Fiil
kaçınmak, uzak durmak, imtina etmek, çekinmek, sakınmak.
sakınmak, çekinmek, uzak durmak, kuşkulanmak.
She fought shy of making the final decision.
fight
shy of a job: bir işten çekinmek.
sermaye yatırımından kaçınmak Fiil
birinden kaçınmak Fiil
çok şiddetle dövüşmek Fiil
sonuna kadar (taraflardan biri kazanıncaya kadar) mücadele etmek, mücadele ederek sonuca ulaşmak.
(US) fiyatlar yükselirken satma ve düşerken satın alma uygulaması
bütün güçlükleri yenmek Fiil
sonuna kadar savaşmak Fiil
ölesiye dövüşme
sonuna kadar savaşmak Fiil
ölesiye dövüşmek Fiil
son nefesine kadar dövüşmek Fiil
son nefesine kadar dövüşmek/mücadele etmek.
bütün gücüyle mücadele etmek, canını dişine takıp savaşmak.
boğazlaşmak Fiil
mertçe savaşmak/mücadele etmek.
çıplak yumruklarla dövüşmek Fiil
çıplak yumrukla döğüşmek Fiil
kıyasıya dövüşmek Fiil
zar zor geçinmeğe çalışmak Fiil
daha savaşacak gücü kalmış olmak Fiil
... ile mücadele İsim
Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu Özel Isim, Hukuk
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun Özel Isim, Hukuk