entitled

English-Turkish Translation

  1. yetkili
  2. (orduda) ehil
  3. izinli
  4. başlıklı
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

be entitled to one's opinion
kendi fikir inde serbest olmak Verb
be entitled to one's opinion
kendi fikrinde serbest olmak Verb
entitlement
hak sahipliği Noun, Law
fully entitled
tam yetkili
give an employee the amount of notice to which he is entitled
işçiye hakkı olan ihbar önelini vermek Verb
next entitled
müteakip hak sahibi
not entitled
yetkisiz
party entitled
yetkili taraf
person entitled
hak sahibi şahıs
entitled party
hak sahibi olan taraf
entitled to a claim
talebinde haklı
entitled to a dividend
temettü almayı hak etmiş
entitled to a pension
emekliliğe hak kazanmış
entitled to a pension
emekli maaşı almayı hak etmiş
entitled to act
hareket etmeye yetkili
entitled to alimony
nafakaya ehil
entitled to asylum
iltica hakkı olma
entitled to attend
katılmaya izni olma
entitled to benefit
yararlanmaya ehil
entitled to damages
tazminata ehil
entitled to dispose
tasarrufta bulunmaya yetkili
entitled to draw
para çekmeye yetkili
entitled to inherit
miras almaya ehil
entitled to maintenance
nafaka almaya ehil
entitled to maintenance
çocuk nafakasına ehil
entitled to pension
emekliliğe hak kazanmış
entitled to sign
imza atmaya yetkili
entitled to sue
dava açmaya yetkili
entitled to superannuation
emekliliğe hak kazanmış
entitled to take part
katılmaya hakkı olan kimse
entitled to vote
oy verme hakkı olma
entitled to vote
oy vermeye hakkı olma
be entitled for a prize
ödüle hak kazanmak Verb
be entitled to ...
...'e hakkı olmak Verb
be entitled to ...
... hakkı bulunmak Verb
be entitled to ...
... hakkına sahip olmak Verb
be entitled to a benefit
bir tazminat almaya hakkı olmak Verb
be entitled to a bonus
ikramiyeye hak kazanmak Verb
be entitled to a commission
komisyona hak kazanmış olmak Verb
be entitled to a dividend
'lık kâr payına hak kazanmış olmak Verb
be entitled to a patent
patent hakkı almak Verb
be entitled to a pension
emeklilik hakkı kazanmak Verb
be entitled to a seat on a committee
bir kurulda işgal edeceği bir yeri olmak Verb
be entitled to a share in the estate
mirasta pay hakkı olmak Verb
be entitled to a vote and to speak
oylama ve serbest konuşmaya hakkı olmak Verb
be entitled to a vote and to speak
oylamaya ve serbest konuşmaya hakkı olmak Verb
be entitled to compensation
tazminata ehil olmak Verb
be entitled to do sth
bir şey yapmaya yetkili olmak Verb
be entitled to draw a pension
emekli maaşı almaya yetkili olmak Verb
be entitled to equal shares
eşit paylara hakkı olmak Verb
be entitled to equal shares
eşit paylarla hakkı olmak Verb
be entitled to preference
öncelik hakkı olmak Verb
be entitled to speak and to vote
konuşma ve oy vermeye yetkisi olmak Verb
be entitled to the dole
(Br) işsiz maaşı almaya hak kazanmak Verb
claim entitled to priority
öncelik hakkı talebi
consider oneself entitled to do sth
bir şeyi yapmaya kendini yetkili saymak Verb
Everyone is entitled to their own opinion.
Herkesin farklı fikirleri olabilir.
heir entitled to a compulsory portion
mahfuz hisse
magistrates entitled to adjudicate
hüküm ve karar veren yetkili makamlar Noun
securities entitled to a dividend
kâr getiren senetler Noun
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

entitled bir işçiye hakkı olan ihbar önelini vermek
to give an employee employe the amount of notice to which he is Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database