(a) bir yere gidip orada durmak, varmak, gelmek, ulaşmak. He fetched up at the door. He'll
fetch up in prison: Hapsi boylayacak. I wonder what time he will fetch up: Acaba saat kaçta gelecek? (b) kavramak, hatırlamak, (c) kaybolan vakit vb.'ni kazanmak, (d) alıp yukarı getirmek.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition