göğüs

Turkish-English Translation

  1. Noun, Biology thorax (Kaynak: Evrim Çalışkanları)
  2. heart
  3. Anatomy bosom
  4. Anatomy breast
  5. Anatomy chest
  6. Anatomy thorax
  7. forward part
  8. petto
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

göğüs dekolteli
low-cut Adjective, Clothing-Fashion
göğüs röntgeni
chest X-ray Noun, Medicine
göğüs röntgeni
chest film Noun, Medicine
YANLIŞ: göğüs kanseri
breast cancer Noun, Medicine
YANLIŞ: göğüs kanseri
breast carcinoma Noun, Medicine
YANLIŞ: göğüs karsinomu
breast cancer Noun, Medicine
YANLIŞ: göğüs karsinomu
breast carcinoma Noun, Medicine
kadın göğüs
vital statistics
göğüs ağrısı
chest pain Noun, Medicine
göğüs boşluğu
chest cavity Noun, Anatomy
göğüs cerrahis sii
thoracic surgery
göğüs darlığı
asthma
göğüs dreni
chest tube Noun, Medical Equipment
göğüs dreni
chest drain Noun, Medical Equipment
göğüs dreni
intercostal drain Noun, Medical Equipment
göğüs geçirme
sigh
göğüs geçirmek
to sigh Verb
göğüs germek
to confront Verb
göğüs germek
to stand up to Verb
göğüs germek
to brave Verb
göğüs germek
to face Verb
göğüs germek
to breast Verb
göğüs göğüse
(combat) at close quarters
göğüs göğüse çarpışma
hand-to-hand fight
göğüs göğüse çatışma
handgrip
göğüs göğüse çatışma
close combat Noun, Military
göğüs göğüse dövüş
close fighting
göğüs göğüse dövüşmek
to come to close quarters Verb
göğüs göğüse dövüşmek
to fight hand to hand Verb
göğüs göğüse savaş
hand- to hand- fight
göğüs göğüse savaşma
grapple
göğüs göğüse vuruşma
confusion of battle
göğüs grafisi
chest X-ray Noun, Medicine
göğüs grafisi
chest film Noun, Medicine
göğüs hastalığına eğilimli
chesty
göğüs hastalıkları
chest diseases Noun, Diseases
göğüs hastalıkları
pulmonary disorders Noun, Diseases
göğüs hastalıkları
chest conditions Noun, Diseases
göğüs hastalıkları
pulmonary diseases Noun, Diseases
göğüs hastalıkları bilimi
pulmonology Noun, Employment
göğüs hastalıkları uzmanı
pulmonologist Noun, Employment
göğüs ile ilgili
pectoral
göğüs kafesi
rib cage Noun, Anatomy
göğüs ölçüsü
bust measurement
göğüs şişirmek
to heave Verb
göğüs travması
chest trauma Noun, Medicine
göğüs tüpü
chest tube Noun, Medical Equipment
göğüs tüpü
chest drain Noun, Medical Equipment
göğüs tüpü
intercostal drain Noun, Medical Equipment
göğüs ucu
mammilla Noun, Anatomy
göğüs ucu
nipple Noun, Anatomy
göğüs ucu
teat Noun, Livestock
göğüs ucu kapatıcı
nipple cover Noun
göğüs ucu kapatıcı
modesty pad Noun
göğüs üzerinde taşınan
pectoral
göğüs zırhı
cuirass
(dövüş , kavga , savaş , vb) göğüs göğüse
hand to hand
(kadının) göğüs yarığının dekolte elbiseden görünmesi
cleavage
bir skandala göğüs germek
to live down a scandal Verb
büyük tehlikelere göğüs germek
to go through fire and water Verb
cesaretle tehlikeye göğüs germek
to take the bull by the horns Verb
darbenin en ağırına göğüs germek
to bear the brunt Verb
elbisenin göğüs kısmı
bosom
giysinin göğüs kısmı
breast
güçlüklere göğüs germek
to confront difficulties Verb
her tehlikeye göğüs germek
to wash in all dangers Verb
her türlü rekabete göğüs germek
to defy all competition Verb
kalp ve göğüs cerrahisi
cardiothoracic surgery Noun, Medicine
krize göğüs germek
to walk on the brink Verb, Politics-Intl. Relations
krize göğüs germek
to meet the crisis Verb
rekabete göğüs germek
to meet competition Verb
sonuçlarına göğüs germek
to face the consequence Verb
tehlike ve acıya göğüs geren
brave
yapışkanlı göğüs ucu bandı
pasty Noun
zorluklara göğüs germek
roll with the punches Verb
zorluklara göğüs germek
ride with the punches Verb
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Vücûdun boyunla karın arasında bulunan ve ... bölümü, bağır, döş, sîne
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.