ağır darbe yemek, azarlanmak, zılgıtı yemek.
You'll get it in the neck if you wreck your father's car.
hayatını düzene sokmak
Verb
hayatını bir düzene koymak
Verb
hayatını bir düzene sokmak
Verb
aklını başına toplamak
Verb
hayatını düzene koymak
Verb
kendine çekidüzen vermek
Verb
yanlış/tersinden anlamak.
Don't get me wrong: Beni yanlış anlama.
sorumluluklardan vb uzaklaşmak
Verb
rahatlamak için kaygılardan
bir şeyden cezasız paçasını kurtarmak
Verb
büyük bir şey elde etmemek
Verb
saçmalama! (yalan söylemeyi/palavrayı/gösterişi) bırak!
come off it, tell the truth! Jo said he had a car of his own. “Oh, come off it!” said Bill. “You can't even drive!”
abartma ! kimsenin inanmayacağı şeyler söyleme
uyanık/müteyakkız bulunmak, tetikte bulunmak.
ilgilenmek, (işe) girişmek.