holding

English-Turkish Translation

  1. Noun tutuş, tutma.
  2. Noun kiralanmış arazi.
  3. Noun anamal yatırım ortaklığı, holding.
  4. Noun
    holdings: edinç, mal, mülk ve tahvil gibi eldeki değerler.
  5. Noun (bazı sporlarda) engelleme.
  6. Noun hisse.
    I have a small holding in … : … de biraz hissem var.
  7. Noun tutan, elinde bulunduran.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

Activities of holding companies (NACE code: K64.2)
Holding şirketlerinin faaliyetleri (NACE kodu: 64.2) Noun, Trades-Professions
Activities of holding companies (NACE code: K64.2.0)
Holding şirketlerinin faaliyetleri (NACE kodu: 64.20) Noun, Trades-Professions
agricultural holding
kâr sağlamak amacıyla ekilen toprak
changes in holding
şirket içinde değişiklikler Noun
dual office holding
iki devlet dairesinde aynı zamanda görev yapma
key holding
ana iştirakler
large feudal holding
has
majority holding
sermayenin çoğunluğunu elinde bulundurma
maximum holding
azami zilyetlik
minority holding
sermayenin azına sahip olma
peasant holding
çiftlik emlaki
pension funds's holding
emeklilik fonu varlığı
road holding
bir aracın yol tutma kabiliyeti
small holding
küçük çiftlik, ekilmek üzere kiraya verilmiş küçük (200 dönümden az) arazi. Noun
holding a PhD degree
doktoralı Adjective, Education-Training
holding a straight course
viya Maritime Traffic
holding area
(uçak) bekleme alanı
holding attack
tespit taarruzu
holding attack
sahte taarruz
holding bolt
sürgü
holding by force
işgal
holding capacity
istiap haddi
holding company
holding
holding company
holding şirketi, hisse senetlerinin çoğunu satın alarak başka şirket(ler)i kontrolu altında tutan şirket.
holding cost
depoda tutma ücreti
holding down prices
fiyatları düşük tutma
holding ground
demirleme yeri (iyi demir tutan deniz dibi
holding hands
tutuşma
holding in slight esteem
istihfaf
holding of a meeting
toplantı yapma
holding of land
gayri menkuller
holding of land
mülk
holding of land
emlak
holding of the courts
mahkeme içtihatları Noun
holding on
devamlı
holding on to
tutunma
holding out
mukavemet
holding over
süre bittiği halde kiralanan yerden çıkmama Noun, Law
holding patern
hiçbir ilerlemenin yapılmadığı durum
holding pattern
hava alanına iniş izni bekleyen uçağın izlediği uçuş yolu.
holding period
(gelir vergisi) zilyetlik süresi
holding the baby
(genellikle istemeyerek) sorumluluğu taşıma
holding the line
fiyatlara istikrar getiren tedbirler
holding the market
(US) piyasayı tutma
holding times
(dükkân) servis saatleri Noun
bank holding company
banka holdingi (iki veya daha çok sayıda bankayı kontrol eden ve Federal Merkez Bankası'nda kaydı olan banka
bank holding company
banka holdingi
be left holding the baby

be left holding the bag): (a) başkasının yarım bıraktığı iş) üzerinde kalmak/üstüne yıkılmak,
sorumluluk üzerinde kalmak, (b) eli boş dönmek,
argo hava almak, açıkta kalmak.
build an insurance holding company
sigorta holding şirketi kurmak Verb
build an insurance holding company
bir sigorta holding şirketi kurmak Verb
disqualification from holding public office
devlet memuriyeti vesair kamu hizmeti hakkından mahrumiyet cezası
incapability of holding public office
kamu görevini üstlenmeye ehil olmama
incapable of holding public office
kamu görevini üstlenmeye ehliyeti olmama
operating holding company
hem iş hayatında bulunur hem de başka şirketlerin sermayelerinden yarıdan çoğunu elinde tutar
person holding office under her majesty
(Br) devlet memuru
pure holding company
saf holding şirket
the manner of holding sth
tutuş
umbrella holding company
şemsiye holding şirketi
United States real property holding corporation (USRPHC)
Gayrimenkullerinin en az yarısı ABD'de bulunan şirket Competition Law
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. community company
  2. conglomerate
  3. holding
  4. overhead s company
  5. (col) holding company
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

banka holdingi
bank holding company
Holding şirketlerinin faaliyetleri (NACE kodu: 64.2)
Activities of holding companies (NACE code: K64.2) Noun, Trades-Professions
Holding şirketlerinin faaliyetleri (NACE kodu: 64.20)
Activities of holding companies (NACE code: K64.2.0) Noun, Trades-Professions
holding (birleşmeye tabi ortak şubeler
consolidated group
holding bankacılığı
group banking
holding bankası
captive bank Noun
holding füzyonu
conglomerate merger
holding hedefi
conglomerate target
holding hisseleri
conglomerate stocks Noun
holding içi ödemeleri geciktirmek
to delay intra-group payments Verb
holding müşterek bilançosu
combined financial statement Noun
holding satışları
consolidated sales Noun
holding şirket
holding company
holding şirketi
proprietary company
holding şirketi
holding company
holding şirketi ya da ana şirket
proprietary company
holding sistemine giren şirketler
component operating companies Noun
holding teklifi
conglomerate bid
holding yönetimindeki yavru şirkete bağlı şirket
sub-subsidiary company
bir sigorta holding şirketi kurmak
to build an insurance holding company Verb
saf holding şirket
pure holding company
saf holding şirket
holding company
şemsiye holding şirketi
umbrella holding company
sigorta holding şirketi kurmak
to build an insurance holding company Verb
holdıng şirketi
holding company
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Hisselerin bir bölümüne sâhip olarak başka ... tutan sermâye yatırım ortaklığı
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.