infiltrate

  1. süz(ül)mek, sız(dır)mak, sızıp içeri geçmek.
  2. gizlice sok(ul)mak/girmek, nüfuz etmek.
    The enemy infiltrated our land. We infiltrateed men into enemy's
    country. The intelligence staff had been infiltrated by spies.
  3. (fikir) kafasına girmek, zihninde yer etmek.
  4. infiltrator ile ayni anlama gelir. süz(ül)en, sız(dır)an, gizlice sok(ul)an/giren, nüfuz eden şey.
bir teşkilata gizlice girmek Verb
düşman hatlarına gizlice girmek Verb