kat'i

Turkish-English Translation

  1. direct
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

kati
liquidated
kati
decisive
kati
sentential
kati
definitive
kati
peremptory
kati
definite
kati
direct
kati
unconfutable
kati
implicit
kati
determinate
kati
precise
kati
crucial
kati
crisp
kati
absolute
kati
plenary
kati
specific
kati
positive
kati
downright
kati
conclusive
kati
certain
kati
distinct
kati
inappellable
kati
exact
kati
final
katı
flinty
katı
insensitive
katı
stiff
katı
draconian
katı
rigid
katı
stark
katı
starchy
katı
hard
katı
hard core
katı
stern
katı
tough
katı
callous Adjective
katı
set
katı
unbending
katı
austere
katı
cast-iron
katı
compact
katı
consistent
katı
firm
katı
glazed
katı
indurate
katı
inflexible
katı
ironbound
katı
unrelenting
katı
unyielding
katı
solid Noun, Chemistry
(kiracı) katı tahliye etmek
to quit the premises Verb
(sıkı) katı kurallı ekonomi
rigid economy
(yumurta) katı
hard boiled
askıda katı madde
suspended solid matter Noun
askıda katı maddeler
solids in suspension Noun, Chemistry
astar boya katı
priming coat
bina katı
(US) storey
bina katı
story
bina katı
floor plan
bir sayının katı olan sayı
multiple
bir suspansiyon içerisinde askıda bulunan katı maddeler
suspended solids Noun, Chemistry
Bitkisel ve hayvansal sıvı ve katı yağların imalatı (NACE kodu: 10.4)
Manufacture of vegetable and animal oils and fats (NACE code: C10.4) Noun, Trades-Professions
bodrum katı
basement Noun
bodrum katı
basement apartment Noun, Construction
boya katı
coat of paint
Bunun ... katı krediye ihtiyacımız var.
We need ... times more loans.
çatı arası katı
attic storey
çatı katı
penthouse Noun, Architecture
çatı katı
attic Noun, Architecture
çatı katı
loft Noun, Architecture
çatı katı restoran
roof-top restaurant
dava sebebinin gerekçesine kati itiraz
negative plea
davanın kati ve nihai olarak reddi
dismissal with prejudice
esnek olmayan katı prensipler
rigid principles Noun
evsel katı atık
domestic solid waste Noun, Waste Management
giriş katı
english basement
havalandırma katı
air level
hurda dolu çatı katı odası
attic full of junk Noun
ince boya katı ile kaplamak
to wash Verb
kanuni ve kati karine
mixed presumption
kararım kati
I am definite about it
katı açı
solid angle
katı atık
solid waste Noun, Environment-Ecology
katı biçimde
severely Adverb
katı biçimde
rigorously Adverb
katı bir maddeyi sıvı içinde ıslatarak yumuşatmak
to macerate Verb
katı bir şekilde
strictly Adverb
katı bir şekilde
rigidly Adverb
katı bir şekilde
rigorously Adverb
katı bir şekilde
severely Adverb
katı buzlanma
hard frost
kati cevap
definitive answer
katı cisim
solid matter
katı cisimlere özgü ölçü birimi
solid measure
kati delil
proof positive
kati delil
conclusive evidence
kati delil
conclusive argument
kati delil
positive proof
kati delil
proof beyond any reasonable doubt
katı döviz
hard currency
katı durum
solid state Information Technology
kati ferağ
absolute transfer of property
katı fikirli
self-opionionated
kati fiyat
standing price
katı gıda
solid food Noun, Child Care
kati hazırlayıcı seçim
runoff election
kati iradi imtina
final injunction
kati kabul
performance bond
katı kalpli
obdurate
kati kanıt
clinching argument
katı kanun
strict law
kati karar
unappealable decision
kati karine
fiction of law
kati karine
conclusive presumption
kati karine
irrefragable presumption
kati karine
irrefutable presumption
kati karine
absolute presumption
katı karşılama
stiff reception
katı kural
hard and fast rule
katı kural
rigid rule
katı kuralcı
puritan
katı kuralcı
puritanical
katı kurallar
fiscal of necessity
katı kurallarla kısıtlanmamış
unfettered
katı kurallı ekonomi
rigid economy
kati lehdar
direct beneficiary
kati mizan
adjusted trial balance
kati olarak
categorically
kati olarak
definitely Adverb
kati olarak
most certainly
kati olarak beyan etmek
to state positively Verb
katı olmayan
unsubstantial
kati olmayan karine
inconclusive presumption
kati olmayan karine
disputable presumption
katı parçacık
solid particle Chemistry
katı prensip biler
rigid principles Noun
katı prensipler
rigid principles Noun
kati satış
final sale
kati satış
firm sale
kati şekilde
irrevocably Adverb
kati şekilde
conclusively Adverb
kati sorun
decisive question
kati sözleşme
certain contract
kati surette
absolutely Adverb
kati surette ispat
proof beyond resonable doubt
kati teklif
firm offer
kati teklif yapmak
to make a firm offer Verb
kati teminat
fixed guarantee
kati teminat
performance bond Noun, Public Administration
kati teminat
final guarantee
kati teminat
fixed guaranty
kati teminat
contract bond
kati teminat mektubu
performance bond Noun, Public Administration
katı tutum
hardline stance Noun
katı yakıt
solid fuel
katı yakıt
strict principle solid fuel
kati yemin
oath decisory
kati yemin
decisive oath
katı yumurta
hard-boiled egg Food-Kitchen
katı yumurta
hard boiled egg
katı yürekli
hard-hearted
katı yürekli
hard- hearted
katı yürekli
relentless
katı yürekli
unfeeling
katı yürekli
callous Adjective
katı yürekli müşteri
sharp customer
kati zaruret
dire necessity
kati, kesin
absolute
kati, nihai, kesin
final
kentsel katı atık
municipal solid waste Noun, Environment-Ecology
kesilmiş sütün katı kısmı
curd
kesin ve kati kurallar
hard and fast rules Noun
kesin, kati
decisive
komuta katı
command post Noun, Military
madenler ve öteki katı hammaddeler
hard commodities Noun
Margarin ve benzeri yenilebilir katı yağların imalatı (NACE kodu: 10.42)
Manufacture of margarine and similar edible fats (NACE code: C10.4.2) Noun, Trades-Professions
müdüriyet katı
executive suite
müdüriyet katı
corporate boardrooms
sert katı kitle
concretion
Sıvı ve katı yağ imalatı (NACE kodu: 10.41)
Manufacture of oils and fats (NACE code: C10.4.1) Noun, Trades-Professions
son derece katı
rigorous Adjective
su üstünde iki katı görünen gemi
double decker
Süt ürünleri, yumurta ve yenilebilir sıvı ve katı yağların toptan ticareti (NACE kodu: 46.33)
Wholesale of dairy products, eggs and edible oils and fats (NACE code: G46.3.3) Noun, Trades-Professions
tanrı katı
empyrean
teras katı
penthouse
toplam çözünmüş katı madde
total dissolved solids Noun, Chemistry
yemin yerine kaim olmak üzere verilen kati ve sarih ifade
judicial declaration
yemin yerine kaim olmak üzere verilen kati ve sarih ifade
(cutoms) oath of entry
yüksek bodrum katı
story in the basement
yüksek bodrum katı
storey in the basement
yüksek giriş katı
raised ground floor
zemin katı
lower story
zemin katı
ground floor
zemin katı planı
ground plan
Turkish-English phrases from Zargan's own database

kati
Şüphe ve ... bırakmayan, kesin
katı
Kolaylıkla şekil ... basıldığında çökmeyen
katı
Kesme, kesilme, biçme, biçilme
katı
Kateden, kesen, kesici
katı
Kuşların mîdeden sonra gelen ve taşları ... sindirim kesesi, taşlık, konsa