knock- out

English-Turkish Translation

  1. çok şaşırtıcı kişi ya da şey
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

knock out
(a) (boksta) rakibini yere sermek/bayıltmak, nakavt etmek, (b) tahrip etmek, bozmak, hasara uğratmak.
beat/knock the (living) daylights out of someone
birini bayıltıncaya kadar dövmek, pestilini çıkarmak,
argo canına okumak.
I will knock the
daylights out of you: Senin canına okuyacağım.
beat/knock/whale the tar out of
kıyasıya dövmek, temiz bir dayak çekmek, eşek sudan gelinceye kadar dövmek.
knock (oneself) out
takatini tüketmek, bütün gücünü harcamak, bitap düşmek, dermansız/güçsüz kalmak.
knock hell out of
cezalandırmak Verb
knock hell out of
yenmek Verb
knock hell out of
zarar vermek Verb
knock hell out of
iyice dövmek ya da ağır yenilgiye uğratmak Verb
knock off work one week out of two
sadece hafta aşırı çalışmak Verb
knock out a letter
bir mektup yazmak Verb
knock out of the box
(beyzbolde) topa iyi vuruşlar yaparak karşı oyuncuyu yerinden çıkarmak.
knock the bottom out of
altüst etmek, başarısızlığa/akamete uğratmak.
Her refusal has knocked the bottom out of my plans.
knock the bottom out of an argument
bir davayı her yönden çürütmek Verb
knock the stuffing out of sb
birinin kibrini bozmak Verb
knock the stuffing out of someone
(a) birinin pestilini çıkarmak, (b) hurdaya çevirmek.
That sickness really knocked the stuffing out
of me. (c)
mec. birinin burnunu kırmak.
knockout
vurup devirme, yıkma, yere vurma, nakavt.
He won the fight by a knockout.
knockout
devrilme, yıkılma, yere serilme.
knockout
devirici/yıkıcı vuruş/darbe.
knockout
çok başarılı, çok güzel, göz kamaştırıcı.
You really look a knockout in your dress.
English-Turkish phrases from Zargan's own database