lonely

  1. Adjective yalnız, kimsesiz.
    He was lonely while his brother was away.
  2. Adjective eşsiz, arkadaşsız, âşinasız, tek (başına).
    a lonely tree. a lonely traveller.
  3. Adjective ıssız, tenha, ücra, kuş uçmaz kervan geçmez.
    a lonely road.
    It's lonely out there: Oralardan
    kuş uçmaz kervan geçmez.
  4. Adjective münzevi, metruk, terkedilmiş, herşeyden/herkesten uzak.
    a lonely life in the country. a lonely mountain village.
  5. Adjective kasvetli, bunaltıcı, sıkıntı/kasvet veren
    . a lonely city.
  6. Adjective yalnızlıktan ruhu sıkılmış.
    a lonely looking girl.
çevresinde başka çiftlik bulunmayan çiftlik
basın ilanları Noun
yalnız kalpler Noun
kulüpler Noun
evlenmek isteyenler Noun
vb aracılığıyla arkadaş arayanlar Noun
otomasyon yüzünden iş azalmasına ilişkin tazminat
ıssız yer
gürültülü büyük bir kalabalığın ortasında yalnız kalmak Verb
garipsemek Verb
işi kendi başına yapmak Verb
yardım görmeden tek başına çalışıp çabalamak/didinmek.