yeni bir şey (elbise vb.) almadan mevcutla (yamayarak, tamirle vb.) idare etmek.
idare etmek.
She can't afford a new coat and so will have to make do with the old one: Yeni manto
yapmaya gücü yetmiyor, eskisi ile idare edecek.
birşeye kanaat etmek
Verb
birşeyle idare etmek
Verb
birinin nazıni çekmek
Verb
bir işi yapmayı namus/vicdan borcu saymak.
bir şeyi yapmayı şeref meselesi saymak
Verb
birinin birşeyi yapmasını sağlamak
Verb
birine zorla birşey yaptırmak
Verb
birini birşey yapmaya zorlamak
Verb
birine birşey yaptırmak
Verb
bir şey yapmaya boşuna uğraşmak
Verb
eğreti, yasak savan, geçici (tedbir), idarei maslahat.