make sb&

English Turkish Phrases

make sb
birine şans getirmek Verb
make a bill payable to sb
bir poliçeyi birinin emrine ödenir yapmak Verb
make a bow to sb
reverans yapmak Verb
make a call on sb
birine uğramak Verb
make a call on sb's time
birinin vaktini almak Verb
make a cat's paw of sb
birini bir işe alet etmek Verb
make a complaint against sb
biri aleyhinde şikâyette bulunmak Verb
make a critical allusion about sb
taşlamak Verb
make a deal with sb
biriyle anlaşmak Verb
make a donation fo something to sb
hibe etmek Verb
make a donation of something to sb
bir şeyi birine bağışlamak Verb
make a draft on sb
birine poliçe keşide etmek Verb
make a draft on sb's friendship
birinin dostluğunu istismar etmek Verb
make a fool of sb
birini maskaraya çevirmek Verb
make a friend of sb
biriyle arkadaş olmak Verb
make a friendly gesture to sb
birine dostça bir davranışta bulunmak Verb
make a gift of something to sb
bir şeyi birine armağan etmek Verb
make a grant to sb
birine para yardımında bulunmak Verb
make a hostile demonstration against sb
birine karşı düşmanca davranmak Verb
make a lion of sb
başarı göstermiş birini toplantılara çağırarak dikkatleri ona çevirmek Verb
make a long nose at sb
birine nanik yapmak Verb
make a mock of sb
birini alaya almak Verb
make a new man of sb
birini yeni bir adam yapmak Verb
make a pal of sb
biriyle yakın arkadaş olmak Verb
make a pass at sb
laf atmak Verb
make a pass at sb
takılmak Verb
make a pass at sb
birine söz ve hareketle kur yapmak Verb
make a pass at sb
birine (tavlamak için) söz ve hareketle kur yapmak Verb
make a pension for sb
birine emeklilik ayarlamak Verb
make a place too hot for sb
birini sıvışmaya zorlamak Verb
make a play for sb
birini tavlamaya çalışmak Verb
make a proposal to sb
birine bir teklifte bulunmak Verb
make a proposal to sb
birine bir öneride bulunmak Verb
make a proposition to sb
birine bir teklifte bulunmak Verb
make a query to sb
birine soru sorar gibi bakış fırlatmak Verb
make a request of sb
rica bulunmak Verb
make a settlement on sb
birine vasiyetname düzenlemek Verb
make a settlement with sb
biriyle hesaplaşmak Verb
make advances to sb
birine asılmak Verb
make allowance (s) for sb
birini anlamakya çalışmak Verb
make an arrangement with sb
biriyle bir anlaşma düzenlemek Verb
make an attack upon sb
birine saldırmak Verb
make an attempt (on) sb's life
birinin hayatına kastetmek Verb
make an attempt at sb's life
birine suikast düzenlemek Verb
make an attempt on sb's life
birine suikast düzenlemek Verb
make an enemy of sb
birini kendine düşman yapmak Verb
make an entry against sb
birini suçlu göstermek Verb
make an example of sb
birini örnek yapmak Verb
make an exception in sb's case
birine istisna tanımak Verb
make an impression on sb
intiba bırakmak Verb
make an income tax assessment upon sb
birine gelir vergisi tahakkuk ettirmek Verb
make approaches to sb
birini tavlamaya çalışmak Verb
make cap cause with sb
ortak amaç edinmek Verb
make cold meat of sb
birinin pestilini çıkarmak Verb
make common cause with sb
biriyle ortak gaye edinmek Verb
make demands on sb
birinden fazla şey istemek Verb
make eyes at sb
göz kırpmak Verb
make false representations to sb
birine yalan beyanlarda bulunmak Verb
make free with sb
birine laubali davranmak Verb
make fun of (poke fun at) sb
birini alaya almak Verb
make game of sb
birini alaya almak Verb
make good terms with sb
biri için ehven şartlar koymak Verb
make great demands on sb
birinden çok şey istemek Verb
make head against sb
direncini kırmak Verb
make head against sb
karşı durmak Verb
make in roads upon sb's time
birinin vaktini çalmak Verb
make inroads upon sb's savings
birinin tasarruflarından yemek Verb
make inroads upon sb's time
birinin vaktini çalmak Verb
make intercession for sb
biri için araya girip yalvarmak Verb
make interest with sb
birinden kredi talep etmek Verb
make it hot for sb
kötü davranarak veya güçlükler çıkararak birinin tahammülünü yitirip gitmesine neden olmak Verb
make it up with sb
biriyle barışmak Verb
make life miserable for sb
süründürmek Verb
make no great demands on sb
birinden fazla şey istememek Verb
make off with sb
sıvışmak Verb
make off with sb
biriyle kaçmak Verb
make one's accounts with sb
biriyle hesaplaşmak Verb
make oneself amiable to sb
birine hoş görünmek Verb
make oneself an enemy for sb
birini kendine düşman yapmak Verb
make or mar sb
birine uğur veya uğursuzluk getirmek Verb
make out a case against sb
birine karşı suçlamada bulunmak Verb
make out a check (cheque ,) to sb
(US) Br birine çek yazmak Verb
make out a passport for sb
birine pasaport düzenlemek Verb
make over (sth to sb
devretmek Verb
make provision for sb
birine emeklilik aylığı bağlamak Verb
make sacrifices (for the sake of something or sb
fedakârlığa katlanmak Verb
make sb's acquaintance
biriyle tanışmak Verb
make sb's blood boil
birini çıldırtmak Verb
make sb's debut
ilk konser vb'ni vermek Verb
make sb's debut
ilk defa olarak (sahneye) çıkmak Verb
make sb's ears ring
çınlatmak Verb
make sb's flesh crawl
tüylerini ürperttirmek Verb
make sb's flesh creep
birinin tüylerini diken diken etmek Verb
make sb's flesh creep
tüylerini diken diken etmek Verb
make sb's hair stand on end
tüylerini ürpertmek Verb
make sb's life a hell (upon earth
birine hayatı cehennem etmek Verb
make sb's life a hell (upon earth)
birine hayatı cehennem etmek Verb
make sb's life miserable
birinin hayatını berbat etmek Verb
make sb's misdeeds known to the police
birinin kötü ve ahlaksızca harketlerini polise bildirmek Verb
make sb's mouth water
birinin ağzını sulandırmak Verb
make something avail to sb
birine bir şey söylemek Verb
make something evident to sb
sezdirmek Verb
make something plain to sb
birine bir şeyi açıkça anlatmak Verb
make terms with sb
biriyle uyuşmak Verb
make things difficult for sb
zora koşmak Verb
make things lively for sb
birinin başına iş açmak Verb
make things smooth for sb
birine işleri kolaylaştırmak Verb
make things warm for sb
anasından emdiğini burnundan getirmek Verb
make tracks for sb
birini yakından izlemek Verb
make trouble for sb
susatmak Verb
make up a pension for sb
birine emeklilik ayarlamak Verb
make up accounts with sb
biriyle hesaplaşmak Verb
make use of sb's services
birini çalıştırmak Verb
to make a dent on sb
sökmek (argo) Verb
to make an intrusion upon sb
birine askıntı olma
English-Turkish phrases from Zargan's own database