(güreşte) omuzdan atma, salto, rakibin bileğini bükerek omuz üzerinden kaldırıp yere atma.
bacak (yürüme uzvu olarak).
bacak (yürüme uzvu olarak).
kapalı deniz: yalnız bir devletin egemen olduğu deniz nakliyatına elverişli su kütlesi
Noun
serbest/açık deniz: bütün milletlerin seyrüseferine açık deniz.
Noun
bizim deniz: Romalıların Akdenize verdiği ad.
Noun
Sükûnet Denizi: Ay yüzeyinin birinci dörtte birinde karanlık bir vadi, takriben 311,000 km
2.
Sea of Serenity ile ayni anlama gelir.
Noun
Durgun Deniz: Ay yüzeyinin birinci dörtte birinde, 285,000 km
2'lik karanlık düzlük.
Sea of Tranquillity ile ayni anlama gelir.
Noun
görünüşte önemli aslında değersiz veya yanlış olan bir buluş.
nafile keşif, boş çıkan/işe yaramayan buluş.
Noun
keşmekeş/karman çorman durum.
Noun
asılsız haber, hulya.
Noun
atkuyruğu
(Hippuris vulgaris).
Noun, Botany
at kuyruğu şeklinde sirüs bulutu.
Noun
yürüyerek /yaya gitmek.
come on shanks mare: yaya/yürüyerek gelmek.
We came on shanks mare: Yürüyerek/yaya geldik.