özet halindeki tam hikâyesi
suretini tasdik etmek
Verb
bir sureti tasdik etmek
Verb
bir müvekkilin bir dava veya kovuşturmadaki işini takip için tuttuğu avukat
müvekilin bir dava veya kovuşturmadaki işini takip için tuttuğu avukat
mahkeme kayıtlarına geçirilmiş olan ve ancak o zabıtlarla ispatı caiz olan adli hadise veya muamele olmak
Verb
yetkili mahkemece karara bağlanan ya da mahkeme zabıtlarına geçen hüküm
sicil mahkemesi: kararları tescil edilip saklanan ve bunlara riayet etmeyenleri cezalandıran mahkeme.
Noun
sicilleri resmen geçerli sayılan mahkeme.
kayıt tarihi (temettüye hak kazanmak için hissedarın resmen hisse sahibi olması gerektiği tarih
icra marifetiyle alınabilecek borçlar
sabıka kaydının silinmesi
Law
davalının defi yoluyla dermeyan ve istinat ettiği vesikaları ibraz edememesi
(belgelerle) sabittir, gerçektir.
It is a matter of record that nobody has ever failed this examination.
tescil edilmiş ipotek hakkı
tescil edilmiş rehin hakkı
mahkeme zabıtlarına geçirilmiş olan ve ancak o zabıtlarla kanıtlanabilecek adli olay veya muamele
dava dosyasının iadesi
Noun
(US) büyük deftere kayıtlı hissedar
isme yazılı hisse senedi sahibi
büyük deftere kayıtlı hissedar
kayıt kitaplıklarının bakımı
birine bonservis vermeye hazır olmak
Verb
para cezası ya da hapse hükmetmek yetkisi olmayan , muameleleri zapta geçir
muameleleri zapta geçirilmeyen alt dereceli mahkeme
para cezası veya hapse hükmetmek yetkisi olmayan
masraflarının kaydını tutmak
Verb
masrafların kaydını tutmak
Verb
bir şeyin kaydını tutmak
Verb
bir konuyu kamuoyuna tanıtmak
Verb
akreditifin arkasına ödenmiş olduğunu kaydetmek
Verb
sabıka kaydı
Noun, Criminal Law
adli sicil kaydı
Noun, Criminal Law
mahkûmiyet kayıtları
Noun
duruşma tutanağı
Noun, Law
bir mahkemenin tutanaklarını tutmak
Verb
bir konuşma sırasında not tutmak
Verb
gündem dışı konuşmak
Verb