proportion

  1. oran, nispet.
    proportion of birth to population: nüfusa göre doğum oranı.
    in proportion to:
    oranla, nispetle, -e göre/nazaran.
  2. parçalar arasında göze çarpan/hoş görünen bağıntı, uygunluk, tenasüp.
    all out of proportion: tamamen
    uygunsuz/nispetsiz.
    in perfect proportion: tamamen uygun/mütenasip.
  3. bağıl uzunluk/genişlik.
  4. pay, hisse.
    a large proportion of profits: kârın büyük bir kısmı.
    your proportion of the work:
    senin payına düşen iş/görev.
  5. uyum, âhenk, simetri, denge, uygunluk.
  6. Mathematics (a) orantı, tenasüp, iki oranın eşitliği, (b) orantı kuralı, üçlü kuralı.
  7. orantı kurmak.
  8. birbirine uydurmak, uygunlaştırmak, dengelemek, uyum sağlamak.
gelirine uygun olarak yaşamamak Verb
geliriyle orantılı olmamak Verb
bir işte kendin üstüne düşeni yapmak Verb
masraflarda kendine düşen payı ödemek Verb
masraflarını gelirine göre bölmek Verb
giderini gelirine uydurmak Verb
ortalama oran
ortalama pey
ters orantılı olmak Verb
sürekli oran: ardışık iki sayının birbirine oranı hep aynı değere eşit olan küme: 1: 3: 9: 27: 81: 243 … gibi.
doğru orantılı
doğru orantı Noun, Mathematics
uygun oran
oranında
ters orantı Noun, Mathematics
oransızlık
nisbet duygusunu yitirmek Verb
korkunç boyutlara varmak Verb
devasa boyutta
tamamıyla nispetsiz
tamamiyle nisbetsiz
nisbetsiz
nispetsiz
(borsa) fiyatların anormal yükselmesi
maaş oranı
satış oranı
masraf payı
sorumluluk payı
zarar payı
net ağırlığın brüt ağırlığa oranı
net ağırlığın brüt ağırlığa oranı
ihracata oranla ithalata müsaade etmek Verb
ile mukayese kabul edebilecek durumda olmak Verb
oransal olarak
'e nisbeten
... ile orantılı olarak Adverb