reader

  1. Noun okuyucu, okur, okuyan kimse,
    esk. kari.
    We have received many letters from our readers.
  2. Noun okuma kitabı.
    We've just published a new reader in English.
  3. Noun (basın) düzeltmen, düzeltici, doğrultucu, yayımlanacak eserleri inceleyen/ eleştiren kimse.
  4. Noun hatip, dinleyiciler önünde yazılı metinleri okuyan.
  5. Noun (kilisede) İncil veya din dersi okuyan kimse.
  6. Noun okutman, (bazı İngiliz üniversitelerinde) öğretmen.
  7. Noun asistan, sınav kâğıtlarını okuyup not atan profesör yardımcısı.
  8. Noun okuma cihazı: bilgisayara kaydetmek için yazılı metni okuyabilen elektrikli düzen.
yuvalı çubukkod okuyucu Information Technology
barkod okuyucu Noun
kart okuyucu Noun, Photography
elektrik saati
film okuyucu
genel okur
kadın okutman
(Anglikan kilisesi) papaz yardımcısı: rahip olmadığı halde bazı dinî âyinleri yaptırma yetkisi olan kimse. Noun
kâhin, başkasının aklından geçenleri okuyan/bilen/keşfeden kimse. Noun
gazete okuyucusu
her tür kitabı okuyan
optiksel çubuk-kodu okuyucusu
optik karakter okuyucu
optik okuyucu
sıradan okuyucu
düzeltmen, baskı düzeltici, musahhih.
düzeltmen
musahhih
yuvalı okuyucu Information Technology
düşünce okuyan
eleştirici olmayan okuyucu
obur okur
okuyucudan gelen tepki
(Br) hukuk profesörü
düzeltmen işareti
düzeltmen provası Noun
tashih kâğıdı
yazı provası Noun
takdiri okura bırakmak Verb
takdiri okura bırakmak Verb