parlamentoda yerini alacağından kesinlikle emin olmak
Verb
parasını güvenli hisse senetlerine yatırmak
Verb
parasını güvenli hisse senet dilerine yatırmak
Verb
mücevherlerini kasaya koymak
Verb
(Br) mücevherlerini kasaya muhafaza için emaneten bırakmak
Verb
mücevherlerini kasaya kapatmak
Verb
mücevherlerini kasaya muhafaza için emanet en bırakmak
Verb
işi sağlama bağlamak
Verb
bir kasayı kırarak açmak
Verb
hırsızın açamayacağı kasa
sağlam kazığa bağlamak
Verb
(hırsız) kasayı açmak
Verb
arızalara karşı otomatik olarak devreye giren ve güvenliği sağlayan mekanizma
yanmaz çelik dosya dolabı
bir şeyi emniyetle korumak
Verb
gece kullanılan banka kasası
tedbirli davranmak, tehlikeden kaçınmak.
(Br) çoğu ticari bankanın müşterilerine sunduğu kasa servisi
(Br) kasa muhafaza ücreti
(Br) kasaya emanet için verilen eşya
(Br) kasada muhafaza edilen eşya
menkul kıymetlerin emaneten muhafazası
menkul değerlerin emaneten muhafazası
hisse senetlerinin emaneten muhafazası
(Br) hisselerin emaneten muhafazası
yangına ve hırsıza karşı emniyetli kasa
kiralık kasa (içine menkul kıymetler , mücevherat , vb konulan ve kilit altında bölümlerde saklanan metal kutu
kiralık kasa
Noun, Banking
küçük kasa sigortası
Noun
emanet işleri ile uğraşan ve kiralık kasaları bulunan şirket
(banka , US) kiralık küçük kasa olanakları
Noun
kiralık küçük kasa sigortası
Noun
kiralık küçük kasa kirası
bankanın kendi kasa dairesinde müşterilerin kullanımı için ayrılmış bölüm
(US) bankanın kiralık küçük kasalarının bulunduğu mahzen
geri dönüşümsüz atıkların güvenli bertaraf edilmesi
geri kazanımsız atıkların güvenli bertaraf edilmesi
haber alma ajanları ya da gizli polis tarafından kullanılan gizli ev ya da yapı
güvenli barınma yeri
Noun, Criminal Law
kazasız belasız otomobil yolculuğu
cinsel ilişkide hastalıklara karşı önlem alınması
(Br) menkul değerleri idare etmek
Verb
iyi korunmakta olmak
Verb
(sır saklama bakımından) güvenilir olmak
Verb
sonuçtan emin olmak, ihtiyatlı davranmak, (ne olur ne olmaz diyerek) bütün olasılıkları gözönüne almak.
limana sağ salim girmek
Verb
birinin 400 dolarlık kredi verebilecek kadar itibarı olduğunu düşünmek
Verb
eşyaları emanete vermek
Verb
menkul değerleri muhafaza edilmek üzere emaneten bırakmak
Verb
(Br) US emaneten saklanmak üzere menkul değerleri bırakmak
Verb
menkul değerleri emanete vermek
Verb
kıymetli eşyalarını emanete bırakmak
Verb
saklansın diye kıymetli eşyalarını müdüre emanet etmek
Verb
firmalarda hisseleri olmak
Verb
emanette hisse senetleri olmak
Verb
gelir vergisi tedbirleri
Noun
nezaret altında tutmak
Verb
(Br) menkul değerleri muhafaza için vermek
Verb
hisseleri emanete vermek
Verb
bir şeyi sağlam kazığa bağlamak
Verb
değerli eşya için kasa sağlamak
Verb
güvenilir bir yere koymak
Verb
küçük kasa kiralamak
Verb
malların yerine sağlam varması şartıyla
emaneten saklanacak kıymetli şeyler
Noun