she'd

English-Turkish Translation

  1. she had.
  2. she would.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

shed
sundurma, baraka, kulübe. Noun
shed
hangar. Noun
shed
(dokumacılıkta) argaç aralığı. Noun
shed
döküntü, dökülen/akıtılan şey. Noun
shed
su seddi. Noun
shed
yamaç. Noun
shed
atom çekirdeğinin kesitini ölçmekte kullanılan alan birimi: 10-24 bar veya 10-48 cm2. Noun, Physics
shed
(gözyaşı vb.) dök(ül)mek, ak(ıt)mak.
to shed tears: ağlamak, gözyaşı dökmek.
shed blood: DEVAMINI OKU
kan dökmek/akıtmak, katletmek, öldürmek.
Many trees shed their leaves in winter: Birçok ağaçlar kışın yapraklarını dökerler. GİZLE
Verb
shed
saç(ıl)mak, dağıtmak, dağılmak, yay(ıl)mak.
to shed happiness around one: etrafına mutluluk yaymak. DEVAMINI OKU

to shed light: (bir konuyu vb.) aydınlatmak, aydınlığa/sarahate kavuşturmak.
His arguments shed new light on the question. GİZLE
Verb
shed
su geçirmemek.
cloth that sheds water: su geçirmez kumaş.
A duck's back sheds water. Verb
shed
(elbise, deri, vb.) soyunmak, değiştirmek, çıkarmak, (tüy/saç vb.) dök(ül)mek.
Some snakes shed their skin each year. Verb
shed
argaç aralığı bırakmak. Verb
(blood , tears) to shed
dökmek Verb
(hair , leaves) to be shed
dökülmek Verb
aircraft shed
hangar
bicycle shed
bisiklet konulan sundurma
bonded shed
gümrük antreposu Noun
building shed
şantiye
car shed
otomobil garajı
cart shed
arabalık
coal shed
kömür lük
coal shed
kömürlük
customs shed
gümrük antreposu Noun
customs shed
gümrük hangarı
ferry shed
feribot sundurması
freight shed
(US) yük deposu Noun
goods shed
(Br) ardiye
lean- to shed
damı eğimli odun kömür deposu Noun
lean- to shed
bir binanın duvarına dayanarak yapılmış
lean-to shed
sundurma
milking barn or shed
mandıra
parade shed
polisin suçluyu teşhisi için kullanılan projeksiyon odası Noun
potting shed
bahçıvan kulübesi Noun
shed bad habits
kötü alışkanlıkları bırakmak Verb
shed blood
kan dökmek Verb
shed crocodile tears
timsah gözyaşları dökmek Verb
shed crocodile tears
yalancıktan ağlamak Verb
shed light on sth
bir şeye ışık tutmak Verb
shed roof
tek eğimli çatı.
penthouse ile ayni anlama gelir. Noun
shed tears
yaş dökmek Verb
shed valuable insight into
bir şeye değerli ışık tutmak Verb
shed/throw light on
aydınlatmak, açıklamak, tavzih etmek, vuzuha kavuşturmak.
throw light on a subject: bir konuyu DEVAMINI OKU
aydınlatmak/açıklamak.
That throws a light on many things.
Can you throw any light on this question? Bu soruyu biraz açıklar mısınız?
to shed/cast a new light on a subject: bir konuya yeni bir vuzuh/açıklık kazandırmak. GİZLE
store shed
ambar
store shed
malzeme deposu Noun
temporary wooden shack or shed
salaş
tool shed
takım ambarı
train shed
vagon deposu.
tram shed
(Br) tramvay deposu Noun
transhipping shed
aktarma hangarı
transit shed
transit gümrük deposu Noun
transshipping shed
aktarma hangarı
weep/shed salt tears
acı gözyaşları dökmek.
English-Turkish phrases from Zargan's own database
 
 
Bize Ulaşın
Geri-bildirimde bulunun