kanaatini açıkça belirtmek.
birisini tarafını tutmak, iltizam etmek, kayırmak, taraftarı olmak.
stand up for your rights: Hakkını ara/savun!
kendi çıkarını korumak
Verb
birinin yanında yer almak
Verb
birinin haklarını savunmak
Verb
birini cesaretle karşılamak
Verb
birinin yaptığı haksızlığa karşı sesini çıkarmak
Verb
cesaretle karşılamak/savunmak, kafa tutmak, karşı durmak.
stand up to fate: talihe/kadere göğüs germek.
nikâh töreninde (geline/damada) refakat etmek.
biriyle buluşmaya gitmemek
Verb
önceden saptanmış olana uyamama
ayakta durarak yapılan.
Adjective
meddah, sahnede yalnız başına gülünç fıkralar anlatan sanatçı.
Adjective, Theatre