öksürerek boğazını temizlemek
Verb
corncob ile ayni anlama gelir. koçan piposu: mısır koçanından yapılmış tütün piposu.
birinin dümen suyunda gitmek
Verb
loğusa otu
(Aristolochia durior): çiçekleri pipoya benzer tırmanıcı bitki.
Noun
exhaust ile ayni anlama gelir. dışatım/egzoz borusu: (gazı/buharı) dışarı atan düzen.
bir borudan fışkırmak
Verb
(esrar) çubuk tüttürmek
Verb
boru profil
Noun, Iron-Steel
pipo çiçeği
(Monotropa uniflora): K. Amerika ve Asyada yetişen, yapraksız sap üzerinde pipoya
benzer tek beyaz çiçek açan bir bitki.
(makina) içeri çekiş borusu
(Kızılderililerde) barış çubuğu.
akort düdüğü: üflenince belirli tonda bir/birkaç ses çıkaran ve müzik aletlerini akort için kullanılan kamış düdük veya flüt.
Noun
kamış düdük, dilli düdük: içindeki madenî dil hava ile titreşerek ses çıkaran org borusu.
Noun
buhar borusu
Noun, Machines
istim borusu
Noun, Machines
çelik boru
Noun, Iron-Steel
borudaki bir deliği tıkamak
Verb
kirli su/lâğım borusu, boşaltma borusu.
Noun
bütün tayfaları güverteye çağırmak
Verb
tayfaları güverteye çağırmak
Verb
batten ile ayni anlama gelir. sahne donanımının asıldığı madenî boru.
boru bombası, madenî boru parçası ile yapılan bomba.
Noun
lüleci çamuru, pipo yapılan ince beyaz kil.
Noun
susmak, dırdırı kesmek.
pipe down!: sus! kes sesini!
boş emel/hulya, olmayacak hayal.
Her plans for a movie career had all been a pipe dream.
Noun
boru anahtarı (lokma anahtarı , somun anahtarı)
boru eklem yerleri
Noun, Construction
boru anahtarı (lokma anahtarı , somun anahtarı)
askerî gaydacıların çavuşu.
Noun
calumet.
smoke the pipe of peace: barışmak, sulh yapmak.
Noun
polise şikâyet etmek
Verb
birini kara listeye almak
Verb
petrolü rafineriye payplayn ile sevk etmek
Verb
(a) şarkı söylemeye veya nefesli bir çalgı çalmaya başlamak, (b) açıkça konuşmak, fikrini serbestçe söylemek.
gemide savaş hazırlığı emrini vermek.
İstesen de istemesen de bu böyledir, bunu değiştiremezsin.
biriyle dostluk çubuğu tüttürmek
Verb