alıp götürmek, uzaklaştırmak.
take away a knife from a child: çocuğun elinden bıçağı almak.
birinin emeklilik hakkını iptal etmek
Verb
büyük sayıdan küçük sayıyı düşmek
Verb
halkın gözünde itibarını düşürmek
Verb
alıp dışarı götürülebilecek hazır yemek
(hayretten/heyecandan) donakalmak, nefesi kesilmek, dili tutulmak, heyecan/hayret uyandırmak, (insanın)
nefesini kesmek.
The sheer beauty of the sea took away my breath: Sırf denizin güzelliği karşısında heyecandan donakaldım.
oy hakkını elinden almak
Verb
işleri kolay yanından almak
Verb
vb ötürü soluğu kesilmek
Verb
konuşamaz hale gelmek
Verb
(hayretten/heyecandan) donakalmak, nefesi kesilmek, dili tutulmak, heyecan/hayret uyandırmak, (insanın)
nefesini kesmek.
The sheer beauty of the sea took away my breath: Sırf denizin güzelliği karşısında heyecandan donakaldım.
birinin nefesini kesmek
Verb
birinin aklını çelmek
Verb
paketlenmiş sıcak yemek
Noun
paket servisi yapan restoran
Noun
anafikir, temel mesaj, akılda kalacak şey, meram
Noun