temporary

  1. Adjective konjonktürel
  2. geçici, muvakkat.
    temporary possession: geçici tasarruf/mülk.
  3. gündelikçi, muvakkat işçi.
Geçici iş bulma acentelerinin faaliyetleri (NACE kodu: 78.2) Noun, Trades-Professions
Geçici iş bulma acentelerinin faaliyetleri (NACE kodu: 78.20) Noun, Trades-Professions
geçici köy korucusu Noun, Politics-Intl. Relations
yansıtma hesabı Noun, Accounting
tereke mallarının geçici bir zaman için tayin olunan memur tarafından idaresi
gümrüğe tabi malları bir süre için ülkeye kabul edip sonradan aynen ya da biçimlerini değiştirerek dışarı gönderme
geçici kabul Noun
geçici sözleşme
(US) tedbir nafakası Noun
tedbir nafakası Noun, Law
geçici sadakat Noun, International Law
geçici irat
geçici atama
geçici atanma
geçici tayin
geçici düzen
geçici madde
geçici tahviller Noun
geçici kredi
geçici bütçe
işleri geçici süre durdurma
geçici başkan
geçici komisyon Noun
geçici kurul
belli bir süreyle sözleşme
ara kredi
geçici kredi
geçici ehliyetsizlik
geçici ehliyetsizlik
geçici bir akıl dengesizliği
geçici ihracat
geçici işçi
geçici memur
geçici işveren
geçici istihdam
geçici istihdam sübvansiyonu
geçici ihracat
geçici ihracat
geçici ihracat (kararlaştırılmış bir süre sonunda yeniden ithal edilecek numune mallar Noun
geçici dolgu Noun, Dental Health
geçici finansman
hazine açığı
geçici konut
geçici ithalat
muvakkat ithalat
geçici ithal belgeleri Noun
geçici ithalat
ihtiyati tedbir Noun, Law
(US) geçici ihtiyati tedbir
,,,,,,,,, tedbir
tedbir kararı Noun, Law
tedbir Noun, Law
ihtiyati tedbir kararı Noun, Law
geçici akıl hastalığı
geçici sigorta
geçici yatırım
geçici yatırımlar Noun
geçici iş
kısa vadeli kredi
geçici konut
geçici önlem
geçici önlemler Noun
geçici akıl muvazenesi bozukluğu
vadeleri dolmadan önce başkalarına ödenebilen veya iskonto edilebilen ticari senetler ve hazine bonoları Noun
geçici hükümler Noun
geçici ücret
geçici makbuz
geçici tereke tenfiz memuru
geçici kayıt
geçici yardım
geçici tamirat
geçici ikametgâh
geçici yasak bölge Noun, Politics-Intl. Relations
geçici yapı iskelesi
ara çözüm Noun
geçici çözüm Noun
geçici personel
geçici kadro
geçici çalışan personel
muvakkaten işe alınan personel
geçici kanun
geçici olarak kalma
geçici ara verme
geçici uzaklaştırma Noun
geçici atama
geçici vize Noun
geçici iş
geçici işçi
geçici önlem olarak
geçici bir süre gölgede kalmak Verb
geçici kabul yoluyla ithalat Noun
geçici ithal müsaadesi verilmiş
geçici program düzeltmesi Information Technology
geçici bir yer kiralamak Verb
yer bulunmadığı durumda otelin başka bir otelde yer bulması koşulu
yer teyidinin yapılmasına karşın
Teşhis Veya Tedavi Amacıyla Hastaneler ve Diğer Tıbbi Kurumlarda Ücretsiz Olarak Ödünç Kullanılmak Üzere
Tıbbi, Cerrahi ve Laboratuvar Ekipmanlarının Gümrüksüz Olarak Geçici İthaline Dair Anlaşma
Noun, International Law
Geçici İthalat ve Hariçte İşleme Dairesi Noun, Organizations
Sürekli Kamu Görevlerinde Sözleşmeli Personel Çalıştırılması Hakkında Kanun Proper Name, Law