tip

English-Turkish Translation

  1. Noun, Criminal Law ihbar
  2. uç.
  3. doruk, tepe, zirve.
  4. uca takılan şey, uçluk, başlık.
    a cane with a rubber tip .
  5. tipin ile ayni anlama gelir. ara sayfa, bir kitabın sayfaları arasına eklenen harita, resim vb.
  6. uç takmak/geçirmek, ucuna birşey takmak.
  7. uç teşkil etmek, ucunu kapamak.
  8. ucunu süslemek/işaretlemek.
  9. (çilek vb.) ucunu/sapını koparmak.
  10. eğ(il)mek, meylet(tir)mek, bir yana yat(ır)mak.
    tip the scale at: ağırlığında olmak, ağır basmak, etkilemek.
  11. tip over: devirmek, devrilmek, altüst etmek/olmak.
  12. şapkayla selam vermek.
  13. (çöp vb.) dökmek /boşaltmak.
    The maid tipped the rubbish.
    tip up: (devirerek) boşaltmak.
  14. yuvarlanmak, yıkılmak.
  15. eğ(il)me, meylet(tir)me, yana yat(ır)ma, eğiklik, eğim, meyil.
  16. çöplük.
  17. bahşiş/ sadaka (vermek).
  18. ima (etmek), ipucu (vermek).
  19. tavsiye/ öğüt (vermek).
    if you take my tip: beni (öğüdümü) dinlersen(iz).
  20. hafif hafif vurma(k), tıkırdatma(k).
  21. hafif vuruş.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

have something at the tip of one's fingers
bir şeyi parmaklarında oynatabilmek Verb
have something on the tip of one's tongue
bir şey dilinin ucunda olmak Verb
miss one's tip
başarısızlığa uğramak Verb
on the tip of one's tongue
(a) dilinin ucunda, söylemek üzere, (b) hatırlamak üzere.
tip line
ihbar hattı Noun, Law
tip one's hand
(or
mitt)
argo farkında olmadan/istemeyerek sırrını açığa vurmak, baklayı ağzından çıkarmak.
tip the scales
dengeleri değiştirmek Verb
tip the scales
kararda etkili olmak Verb
tip the scales
sonucu belirlemek Verb
tip the scales
ağır basmak Verb
tip the scales
durumu birinin lehine/aleyhine çevirmek Verb
tip-off
ihbar Noun, Criminal Law
tipping-off
bilgi sızdırma Noun
coal tip
kömür boşaltma yeri
coal tip
kömür yığını
filter tip
sigara filtresi, filtreli sigara/ağızlık.
finger tip
parmak ucu
foul tip
(beyzbol) hatalı vuruş. Noun
market tip
piyasadan özel kaynaktan alınan haber
pen tip
kalem ucu Noun
pencil tip
kalem ucu Noun
pile tip
kazık ucu Noun, Construction
straight tip
güvenilir bilgi
take the tip
nasihatı dinlemek Verb
travel tip
seyahat direktifi
wing tip
(a) kanat ucu, (b) kenarı kıvrık ayakkabı burnu demiri.
tip cutting angle
uç kesim açısı Noun, Construction
tip heap
kömür yığını
tip in
kitabın sayfaları arasına ek sayfa (harita/resim vb.) yapıştırmak.
tip is not included in the bill
servis fatura fiyatına dahil değildir
tip lorry
damperli kamyon
tip of the iceberg
tehlikenin/müşkilâtın yalnız görünen/ küçük bir kısmı.
But this, of course, is only tip of the iceberg:
Fakat durum bundan çok daha ciddî/vahimdir.
tip of the pen
kalem ucu Noun
tip of the pencil
kalem ucu Noun
tip off
(a) gizlice bilgi/sır vermek.
tip someone off about something: bir şey hakkında birine gizli bilgi/ipucu
vermek. (b) gelecek tehlikeyi haber vermek, uyarmak, ikaz etmek.
tip out
kasası kalkan kamyondaki yükü boşaltmak Verb
tip over
devrilmek
tip over
boşaltmak Verb
tip over
devirmek Verb
tip over
(polis) âni baskın yapmak Verb
tip resistance
uç direnci Noun, Construction
tip sb
birine bahşiş vermek Verb
tip sb's mitt
dikkatsizlik yüzünden sırrı açığa vurmak Verb
tip sheet
haber/faydalı bilgiler bülteni (piyasa durumu, borsa, at yarışları vb. haberleri). Noun
tip someone off
ikaz etmek Verb
tip someone off
birini önceden uyarmak Verb
tip someone the wink
birine göz ucuyla bakarak göz kırpmak Verb
tip the balance in favor of ...
dengeyi ...'in lehine değiştirmek Verb
tip the scale(s) at
ağırlığında olmak, … gelmek.
He tips the scales at 75 kg: 75 kg geliyor (ağırlığındadır).
tip the winner
kazanana taç giydirmek Verb
tip to tip
uç uca.
tip truck
vagonet
tip truck
devirme kamyon
tip wagon
vagonet
tip/turn the scale(s) for/against someone
durumu birinin lehine/aleyhine çevirmek, kefeyi bir tarafa ağdırmak.
The American declaration of war
in 1917 tipped the scales against Germany.
felt tip pen
keçe uçlu kalem
force to tip in sb's hand
birinin eline bahşiş sıkıştırmak Verb
from tip to toe
baştan ayağa
on the tip of my tongue
dilimin ucunda.
rubber or metal tip on the base of furniture leg
pabuç
the tip is not included in the bill
servis ücrete dahil değildir
English-Turkish phrases from Zargan's own database

Turkish-English Translation

  1. Noun type
  2. Noun character
  3. Noun kind
  4. Noun eccentric
  5. Noun breed
  6. Noun sort
  7. Noun variety
  8. Noun strain
  9. Noun style
  10. Noun form
  11. Noun ilk
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

az sayıda satıcının yer aldığı piyasa tipi
oligopolistic market
B tipi
a a- s
gelen sinyali devamlı bir frekansa karıştıran (alıcı tipi
heterodyne
meslek tipi
career pattern
ödeme tipi
payment type
otomobil tipi
car type
tam eski soylu tipi
perfect type of the old aristocrat
tek tip
uniform Adjective
yazı tipi
type script
aşağılık tip
a mean character
karşıt tip
countertype
kullanılan tip
conventional design
normal tip
stock model
numune tip
model
okumuş tip
intellectual character
sıradan tip
norm
standart tip
standard type
şüphe uyandıracak tip
suspicious character
zavallı tip
third rather
tip inceleme laboratuvarı
type examination laboratory
tip numarası
c number
tip onay laboratuvarı
type approval laboratory
tip onayı
homologation Transport
tip onayı
type approval Noun, Transport
tip onayı almak
to be type-approved Noun, Transport
tip onayı vermek
to type-approve Noun, Transport
Tip Onayı Yönetmelikleri
Type Approval Regulations Noun, Transport
tip top
galumptious
(matbaacılıkta) belirli tip ya da boydaki hurufat takımı
font
bir tip yoğurt
junket
bir ülkeden diğerine (ya da bir grup ülkeye) bazı tip ihracatın sınırlandırılması
ver (voluntary export restraint)
bu tip ipotek için ödenen faiz oranı
arm (adjustable rate mortgage)
dikey piyasa (tek tip piyasaya ürün ya da ürün dizisi satışı
vertical market
görüldüğünde ödenecek özel tip kambiyo senedi
stock cheque
işte çalışacak tip değil
unfit for business
klavsen gibi eski tip piyano
harpsicord
orijinal bir tip olmak
to be quite a character Verb
salon tip otomobil
state car
standart tip otomobil
conventional type
tek tip elbise
uniform Noun
acil tıp
emergency medicine Noun, Employment
acil tıp teknisyeni
emergency medical technician Noun, Employment
adli tıp
legal medicine
adli tıp
medical jurisprudence
adli tıp
forensic medicine Noun, Law
adli tıp görüşü
forensic opinion
adli tıp kurulu
coroner's jury
Adli Tıp Kurumu
Forensic Medicine Institute Proper Name, Organizations
adli tıp uzmanı
forensic scientist Noun, Medicine
Aksam Tip Onayı Belgesi
Component Type-Approval Certificate Noun, Transport
alternatif tıp
alternative medicine Noun, Medicine
antroposofik tıp
anthroposophical medicine Noun, Medicine
Araç Tip Onayı Belgesi
Vehicle Type-Approval Certificate Noun, Transport
çok ağır hastaların bakımıyla ilgilenen tıp dalı
critical care
doktorlara ya da tıp ilmine inanmama
iatrapista
estetik tıp
aesthetic medicine Noun, Medicine
geriatrik tıp
geriatric medicine Noun, Employment
hekim ya da tıp ile ilgili
iatric
kanıta dayalı tıp (KDT)
evidence-based medicine (EBM) Noun, Medicine
kardiyovasküler tıp
cardiovascular medicine Noun, Employment
koruyucu tıp
preventive medicine
moleküler tıp
molecular medicine Noun, Medicine
naturopatik tıp
naturopathic medicine Noun, Medicine
Nobel Tıp Ödülü
Nobel Prize in Medicine Noun
önleyici tıp
preventive medicine Noun, Medicine
pediatrik tıp
pediatric medicine Noun, Employment
stajını yapan tıp öğrencisi
intern
tamamlayıcı tıp
complementary medicine Noun, Medicine
tıp
medical science
tıp
medicine
tıp
profession of medicine
tıp
physic
tıp bilgisi
medical knowledge
tıp bilimi
medical science
tıp davalarında uzmanlaşmış avukat
nomiatrist
tıp dergisi
medical journal Noun, Medicine
tıp dili
medical language
tıp doktorları kütüğü
medical register
tıp doktoru
doctor of medicine
tıp eğitimi
medical course
tıp etiği
medical ethics
tıp fakültesi
med school Noun, Medicine
tıp fakültesi
school of medicine Noun, Medicine
tıp fakültesi
faculty of medicine Noun, Medicine
tıp fakültesi
medical school Noun, Medicine
tıp fakültesi
medical faculty Noun, Medicine
tıp ilmi
physic
tıp kongresi
medical congress
tıp lisansı
medical license Noun, Medicine
tıp mesleği
medical profession
tıp mesleği kanun veya ilkeleri
medical code Noun
tıp mesleğine girmeyi düşünmek
to intend for the medical profession Verb
tıp öğrencileri için uygulama dersi
clinic
tıp öğrencisi
medic medico
tıp öğrencisi
medical student
tıp öğrencisinin son sınıfta kliniklerde çalışması
to walk the hospitals
tıp okumak
to qualify for medicine Verb
tıp personeli
medical personnel Noun, Medicine
tıp sözlüğü
medical dictionary
tıp stajı
practice of medicine
Tıp ve dişçilik ile ilgili uygulama faaliyetleri (NACE kodu: 86.2)
Medical and dental practice activities (NACE code: Q86.2) Noun, Trades-Professions
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Aynı cinsten olan varlıkların veya nesnelerin ... temsilcisi durumunda olan örnek
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.

tıp
Hastalıkları iyileştirme, sebep ve sonuçlarını araştırma ... çalışmalar, hekimlik, tabiplik ilmi