unfit

  1. Adjective uygunsuz, yakışıksız, uygun/münasip olmayan, uymaz, yakışmaz, intibak etmez.
  2. Adjective yeteneksiz, ehliyetsiz.
    unfit for/to do something: bir şeye yaramayan/istidadı olmayan, yetersiz.

    unfit with: … yoksunu, … ile teçhiz olunmamış.
  3. Adjective elverişsiz, işe yaramaz.
  4. Adjective sağlığı bozuk, (bedenen) çürük.
    be discharged as unfit: çürüğe çıkmak.
  5. Transitive Verb yeteneksizleştirmek, ehliyetsizleştirmek.
  6. Transitive Verb uygunsuzlaştırmak, elverişsiz hale koymak.
  7. Transitive Verb zayıflatmak, kuvvetten düşürmek.
işinin ehli olmamak Verb
askerliğe elverişli Adjective, Military
kanunen yeterli ehliyete haiz olmamak Verb
güven isteyen bir mevki için uygunsuz
işte çalışacak tip değil
oturmaya elverişsiz
insan tüketimine uygun değil
insanın oturmasına uygun değil
askerliğe elverişli değil Adjective, Military
askerliğe elverişsiz Adjective, Military
trafiğe çıkarılamaz
yayınlaması uygun değil
(askerlik) çürüğe çıkmış
meşrubat olarak içilemez
çalışacak ehliyette değil
ehliyetsiz
ehliyetsiz
işe uygun olmamak Verb
bir işe uygun olmamak Verb
insanların oturmasına elverişli olmamak Verb
katılacak durumda olmamak Verb
bir şeyi yapmaya ehliyeti olmamak Verb
(askerlik) birini çürüğe çıkarmak Verb