kâr paylarını biriktirmek
Fiil
temettülerini birikmeye bırakmak
Fiil
% 10 ambalaj payını hesaba katmak
Fiil
teslimat 28 günden önce yapılmayacaktır
peşin para üzerinden yüzde üç indirim yapmak
Fiil
bir senedi protesto edilmeye bırakmak
Fiil
bir önergeyi arka plana atmak
Fiil
kanun tasarısını sürüncemede bırakmak
Fiil
nefes alacak yer bırakmak
Fiil
bir borçluya ödemesi için zaman tanımak
Fiil
sürastaryaya müsaade etmek
Fiil
parti grubu tarafından alınan karar üzerine milletvekillerinin aynı oy kullanma zorunluluğunu kaldırmak
Fiil
ispat kolaylığı sağlamak
İsim, Hukuk
yanlışları hesaba katmak
Fiil
bir önergenin ertelenmesine izin vermek
Fiil
her muameleden yüzde vermek
Fiil
bir uçağı tarifeli uçuş trafiğine almak
Fiil
bir hesaptan (faturadan) iskonto yapmak
Fiil
birine indirimli fiyat uygulamak
Fiil
dilekçeyi kabul etmek
Fiil
bir başvuruyu kabul etmek
Fiil
zamanaşımına izin vermek
Fiil
bir masrafı kabul etmek
Fiil
bir hesap kalemini kabul etmek
Fiil
bir hesap kaleminıkabul etmek
Fiil
bir itirazı kabul etmek
Fiil
masrafları kabul etmek
Fiil
hesabetmek, hesaba katmak.
allowing for the circumstances: koşulları hesaba katarak …
he ihtimali gözönüne almak.
If by any possibility I do not come: Eğer herhangi bir nedenle gelemezsem.
kırılma indirimi yapmak
Fiil
amortisman için ayırmak
Fiil
peşinatı hesaba katmak
Fiil
birşeye olanak tanımak
Fiil
birşeye olanak vermek
Fiil
birşeye imkân tanımak
Fiil
birşeye imkân vermek
Fiil
bir şeyi hesaba katmak
Fiil
bir şeye tam hareket serbestliği tanımak
Fiil
ihracata oranla ithalata müsaade etmek
Fiil
toprağı işlemeden bırakmak
Fiil
siyasi düşüncede serbestlik tanımak
Fiil
kanun yolunu açık bırakmak
Fiil
Ben yardımcı olayım.
Cümle
elverişli/müsait olmak, elvermek.
A premise that allows of only one conclusion: Bu önermeden tek
bir sonuç çıkar.
The matter allows of no delays: İşin gecikmeye tahammülü yoktur.
gecikme kabul etmemek
Fiil
birşeye olanak tanımak
Fiil
birşeye olanak vermek
Fiil
birşeye imkân tanımak
Fiil
birşeye imkân vermek
Fiil
felekten bir gün çalmak
Fiil
soyulmaya müsaade etmek
Fiil
eğlencenin görevi engellemesine izin vermek
Fiil
birinin talebini sorgusuz sualsiz kabul etmek
Fiil
birini serbest bırakmak
Fiil
tam salahiyet vermek
Fiil
tam serbestlik vermek
Fiil
birine bir şeyde kâr payı tanımak
Fiil
birini dilediği gibi davranmaya bırakmak
Fiil
birine büyük müsamaha göstermek
Fiil
birinin masraflarını tazmin etmek
Fiil
birine tolerans tanımak
Fiil
birine bir şey için müsaade etmek
Fiil
birine bir şeyi müsaade etmek
Fiil
birine bir şeyi yapması için zaman tanımak
Fiil
birine bir şey yapması için izin vermek
Fiil
birine birşey tahsis etmek
Fiil
birine birşey ayırmak
Fiil
işlenmiş faizleri birikmeye bırakmak
Fiil
işlenmiş faizleri birikmeye bırakmak
Fiil
kiracının tedirgin edilmeksizin hakkını tasarruf etmesine izin vermek
Fiil
vergi için karşılık ayırmak
Fiil
iki haftalık izin vermek
Fiil
iki haftalık izin zni vermek
Fiil
hasarı tazmin etmekle yükümlü
bunun doğru olduğunu kabul ediyorum
altını kısın ve ağır ateşte ağır ağır kaynamaya bırakın
belli bir meblağın üzerinde kredi vermemek
Fiil