Ingilizce-Türkçe Çeviri

  1. Fiil saymak, addetmek, telâkki etmek, inanmak.
    to deem highly of someone: birisini saymak, birisine
    hürmet göstermek.
    I would deem it an honor if you come to see me.
  2. Fiil fikrinde/kanaatinde olmak, zannetmek, farzetmek, kıyas etmek, tutmak.
    He deemed it wise to refuse
    the offer. Do you deem this plan (to be) sensible?
    I do not deem it necessary to … : …'in gerekli olduğunu zannetmiyorum.
Ingilizce-Türkçe çeviriler: Atalay Sözlügü, 1. Basim

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

deem it one's duty
bir şeyi kendi görevi saymak Fiil
deem (it) feasible
akılı kesmek Fiil
deem fit and proper
uygun ve yerinde bulmak Fiil
deem it right to do so
böyle yapmayı doğru bulmak Fiil
deem something appropriate
bir şeyi uygun bulmak Fiil
deem something necessary
lüzum görmek Fiil
deem something proper or advisable
tensip etmek Fiil
deem something suitable for sb
yaraştırmak Fiil
deem well of sth
hakkında iyi düşünmek Fiil
deem worthy or suitable of
layık görmek Fiil
not to deem proper
gözü tutmamak
Ingilizce-Türkçe terim çevirileri: Zargan Ltd.