(a) bulunmak, gidip (bir süre kalarak) dönmek.
Have you ever been to Turkey? (b)
Brit. uğramak, gelip/uğrayıp gitmek.
I see the postman hasn't been yet. (c)
Brit. (vaki) olmak, vukubulmak, yapılmak, meydana gelmek, olup /yapılıp bitmek.
I'm sorry, sir, the meeting's already been.