clip

  1. Verb kırpmak, uçlarını kesmek.
  2. Verb uçlarını kırparak düzeltmek.
  3. Verb kırkmak.
    A sheep's fleece is clipped off to get wool.
  4. Verb yontmak.
  5. Verb kısaltmak, kısa kesmek.
    clip an hour off travelling time.
  6. Verb bir kısım heceleri yutarak telâffuz etmek, çabuk çabuk konuşmak.
    clip one's words: kelimelerin
    yarısını yutmak.
    He annoys me by clipping the ends off his words.
  7. Verb şiddetle vurmak, yumruğu/tokadı indirmek.
    He clipped him on the jaw and knocked him down.
  8. Verb (para) tırtıklamak/sızdırmak, dolandırmak, dolandırıcılık yapmak, fazla ücret almak, soymak.
    to clip
    a customer. The nightclub clipped the tourist for $300. We got clipped in that restaurant.
  9. Verb kısmak, kısıtlamak.
    The king tried to clip the powers of his ministers.
  10. Verb (a) (bir şeyden bir parçayı) kesip çıkarmak.
    I'm going to clip this picture out of the paper. (b) zımbalamak.
  11. Verb hızlı gitmek, koşmak.
  12. Verb çabucak/pır diye uçmak.
  13. Noun kırpma, kırkma, kesme.
  14. Noun kırkım, bir kırkımlık yün.
  15. Noun darbe, vuruş, yumruk.
    a clip on the nose.
  16. Noun adım, sürat.
    at a rapid clip: hızlı adımlarla, hızla.
  17. Noun (a) kesinti, kırpıntı, kupür, gazeteden kesilmiş parça, (b) filmden kesilen parça.
  18. Noun defa, kere.
    at a clip = at one clip: bir defada, def'aten.
  19. raptiye.
  20. bağlaç, tutturucu, tel raptiye, kâğıtları birbirine tutturan tel.
  21. kenet, bağlantı.
  22. pens, kıskaç, kelepçe.
  23. cartridge clip ile ayni anlama gelir. tüfek şarjörü.
  24. şapka/ayakkabı tokası.
  25. (bkz: embrace ).
  26. Medicine pens.
  27. sıkıca tut(tur)mak.
  28. sar(ıl)mak.
  29. arkadan oyuncunun bacaklarına sarılarak ilerlemesine engel olmak.
kanatlarını kırpmak, engel olmak.
kolunu kanadını kırmak, güçsüz bırakmak, umudunu/azmini kırmak, olanaklarını kısıtlamak, engel olmak.

When the president tried to be a dictator, the generals soon clipped his wings.
kırkmak Verb
kıskaç: timsah ağzı biçiminde maşa. Elektrik devreleri montajında geçici bağlantı yapmakta kullanılır.
şarjör.
clip ile ayni anlama gelir. tüfek şarjörü.
film parçası, haber filmi. Noun
saç tokası Noun, Clothing-Fashion
kart raptiyesi
sinema filmi klipi
tel raptiye, kâğıt raptiyesi/mandalı. Noun
kelepçe
boru kelepçesi
klips
kravat iğnesi. Noun
bileti delmek Verb
soyguncu, soygun yeri, müşterileri kazıklayan (aşırı ücret alan) gece kulübü, bar, lokanta vb.. Noun
kazıkçılık, soygunculuk. Noun
klips ile bir şeye takılabilen
klipsli
gazete kupürünü kesmek Verb
kâğıtları bir araya tutturmak Verb
bağlantı plakası Noun
engellemek Verb
imkânlarını kısıtlamak Verb
bağlantı kapağı
birine tokat atmak.
kırptırmak Verb