damages

  1. Noun, Law maddi tazminat
  2. ödence, tazminat, bir hasarı/yıkıntıyı tamir için gerekli para.
    The court ordered him to pay $2000
    damages to the person he had hurt.
manevi tazminat Noun, Law
mahkeme emriyle tazminatın azaltılması
zarar ziyan talebinin bazı durumlarda mahkemece indirimi Noun
tazminat davası Noun, Competition Law
uğranılan zarar ziyanı gidermek veya telafi etmek için makul hasar tazminatı (cezai tazminat dışındaki tazminat
ilave tazminat
hasarları tespit edip hüküm vermek Verb
zarar ziyan verilmesine hükmetmek Verb
tam yargı davası Noun, Law
şeref ve haysiyetine karşı hareket gibi haksız fiillerde bulunarak davacıyı alçalttığında vazolunan ağırlaştırılmış tazminat
özellikle saldırı
davalının davranışı veya şartları ağırlaştırılmış tazminat
bir şahsın şahsi hürriyetinin gayri kanuni olarak sınırlanması
şahıslara veya mala zarar ve hasar vermek niyetiyle yapılan fiilleri telafi için tazminatın artırılması
şahsılara veya mala hasar vermek niyetiyle yapılan fiilleri telafi için taz
hasar saptamak Verb
tespit olunan zarar ziyan
tazminat istemek Verb
zararın takdiri
zararın tayini
zarar ziyan tespiti yapmak Verb
hasar miktarını tespit etmek Verb
tazminat takdiri
tazminata mahkûm etmek Verb
ağır tazminata hükmetmek Verb
zarar ziyanın değerini biçmek Verb
birine tazminat olarak $ 100 vermek Verb
ödenilmeye mahkûm edilen tazminat
zarar ziyanı tazmine mahkûm olmak Verb
tazminat ödeme durumunda bulunmak Verb
zarar ziyan ödeme durumunda bulunmak Verb
hasardan sorumlu olmak Verb
tazminat ödemeye mahkûm edilmek Verb
mahkemece biri hakkında tazminata ehil olduğuna karar verilmek Verb
zarar ziyan (tazminat) ödemeye mahkûm olmak Verb
zarar ziyandan sorumlu olmak Verb
tazminat davası açmak Verb, Law
hasar belgesi
üçüncü kişilere karşı ika olunan zarar tazminatı
(US) zarar ziyan
1000 $ tazminat talep etmek Verb
tazminat almak Verb
tazminat talebi Noun, Law
tazminat talep etmek Verb
tazminat talep etmek Verb
birine tazminat davası açmak Verb
zararın karşılanması Noun, Law
zararı karşılayan tazminat
dolaylı zararlar Noun, Law
dolayısıyla zarar Noun, Law
bir fiilin sonucu olarak ortaya çıkan zararlar Noun, Law
bir fiilden hâsıl olan zarar
bir fiilin doğrudan doğruya sonucu olmayıp
bir fiilden dolayı hasıl olan zarar
o fiilin sonuçlarından doğan veya o fiilden zamanla hâsıl olan zararlar Noun
davanın açılmaması gerektiği düşüncesinde olduğu davalarda ödenmesine hükmettiği önemsiz meblağ
davacının çok az bir kayba uğradığı ya da hiçbir mali zarara uğramadığı ve mahkemenin
muhtemel zararlar Noun
(US) muhtemel zararlar konusunda aynı dava dilekçesindeki dava konusunu teşkil eden türlü iddialardan
biri ya da birden çoğuna karşı davalı tarafından
defi yapılmadan verilen tazminat
devam eden hasar
karşı tazminat talebi
karşı tazminat talebi
tazminat istemek Verb
bir fiilden dolayı doğrudan doğruya hasıl olan zararlar Noun
bir fiilden dolayı doğrudan doğruya hâsıl olan zararlar Noun
tazminat vermeyi reddetmek Verb
takdire bağlı hasar
bazı durumlarda jüri tarafından hükmolunan ve gerçek zararın iki katına çıkan tazminat
gerçek zararın iki katına çıkan tazminat
bazı hallerde jüri tarafından hükmolunan ve hakiki zararın iki katına baliğ olan tazminat
tazminata ehil
aşırı hasar
cezai tazminat
şümullü hasar
itibari zarar ziyan
maddi hasar tazminatı
(gayrimenkul) maddi hasar tazminatı
(gayri menkul) maddi hasar tazminatı
hasarları tespit etmek Verb
hasar tespiti
ihlal ve hasardan uzak
maddi ve manevi tazminat Noun, Law
bu zararlar hukuken şikâyet olunan fiilden doğmuş kabul olunur
kusurlu bir fiil veya ihmalin doğal ve kaçınılmaz sonucu olan zararlar Noun
kusurlu bir fiil veya bir ihmalin doğal ve zorunlu sonucu olan zararlar Noun
manevi tazminat Noun, Law
tazminat vermek Verb
ağır tazminata mahkûm oldu
tazminat ödemekle yükümlü
tazminatla telafi edilemeyen zarar
cezai tazminat (kasten veya ağır kusur sonucu ika olunan haksız fiil nedeniyle uğranılan gerçek zarara
tekabül eden tazminattan ayrı ve ona ek olarak
hasar tespiti soruşturması
bir kararın temyiz olunması sonucu icranın geri kalması nedeniyle davayı kazanan tarafın maruz kaldığı zarar ziyan
temyiz nedeniyle vaki olan gecikmeden dolayı aleyhine temyize müracaat olunan kimseye verilecek tazminat
telafisi imkânsız hasar
telafi edilemeyecek hasar
arazinin uğradığı hasar
tazminat hukuku Noun, Law
kanuni tazminat
dava dilekçesinin sonunda talep olunan zarar ziyan miktarını beyan etme
yapılan haksız bir fiil için kanunen öngörülen tazminat
zarar ziyan sorumluluğu
indirim yapılabilir
zarar ziyanı saptamak Verb
cezai şart Noun, Law
tam olarak hesaplanabilen ya da değer biçilen zarar ziyan ve her iki tarafın sözleşmenin bozulması durumunda
ödemeyi üstlendikleri meblağ
ödenecek miktar taraflar arasındaki sözleşme ile saptanan tazminat
miktarı mahkemenin kararında belirlenen tazminat
tasfiye zararı
her türlü zarar-ziyan
zarar ziyanın büyüklüğü
kasıt ve tahrik söz konusu olmadığı zaman öfkeye kapılma yüzünden ika edilen zarar ziyan için biçilecek
cezai tazminatın azaltılması
manevi tazminat miktarının kışkırtma ve sair makbul sebeplerle azaltılması
maddi tazminat Law
her türlü hasardan ister istemez doğan tazminat
gerekli tazminat
davacının herhangi bir maddi kaybı söz konusu olmadığı durumda
itibari zarar ziyan
önemsiz miktardaki tazminat
bir zararın yer aldığını tescil etmek üzere mahkemenin hükmettiği çok küçük ceza
manevî tazminat Noun, Law
tazminat almak Verb
işgal hasarları Noun
tazminata mahkûm etmek Verb
kanunun sözleşmelerin ihlâli ya da kanuni hakların çiğnenmesinden meydana geleceğini kabul ettiği zarar
$ 100 tazminat ödemek Verb
zarar ziyan ödemek Verb
maddi ve manevi tazminat Noun, Law
maddi tazminat
gayri menkule ika olunma sonucu kalıcı hasar
sözleşmede yer almayan koşullar dışında doğan zarar ziyana karşı mahkemece kararlaştırılan cezai tazminat
hasar karinesi
sözleşmede yer almayan koşullar dışında doğan zarar ziyana karşı mahkemece
doğrudan doğruya yapılan hasar tazminatı
kanıtlanmış hasar
direkt hasar tazminatı
cezalandırıcı tazminat Law
kasıt olduğu zaman miktarı yükseltilen normal tazminat
hasar miktarıni tespit etmek Verb
(kabul edilen ve para olarak ifade edilen) hasar miktarı
tazminat almak Verb
zarar ziyanın tazmini
menfi zarar Noun, Law
hasarda illiyet bağının mevcut olmaması
beklenmeyen ya da olağandışı durumlardan doğan zarar ya da hasar
(US) hasar tazminatı yükümlülüğü olmak Verb
(US) ağırlaştırılan hasar tazminatı
hasar tazminat davasının dayandığı esasları ortaya koymak Verb
hasar tazminat talebi için gerekçe göstermek Verb
hasar tazminatı davasının dayandığı esasları ortaya koymak Verb
hasar tazminatı davası Noun
onun doğal ve zorunlu sonucu olmayan zararlar Noun
kusurlu bir fiil veya ihmalden fiilen doğmuş olmakla birlikte
zarar gören tarafın uğradığı fiili zararın üstünde yer alan bir hasar karşılığı verilen tazminat
tahmin edilen hasar tazminatı
kanuni tazminat
cezai şart
önemli miktarda ve gerçek zararı telafi eden tazminat
büyük hasar
zarar ziyan davası açmak Verb
birine zarar ziyan tazminat davası açmak Verb
tazminat davası açmak Verb, Law
zarar ziyana uğramak Verb
tazminat davası Noun, Law
tanınan zarar ziyan
maddi zarar
makul tazminat
zarara tekabül eden tazminat
hasarı saptamak (davacının uğradığı zararları iddia etmesi
davacının miktarını mahkemenin vereceği karara bıraktığı tazminat
haksız fiillerden veya satış veya hizmet ilişkilerinden doğan tazminat talepleri (bunlar genel olarak
miktarı önceden belli olmayan taleplerdir
hasar tazminat değeri
sigorta değeri
pişmanlık akçesi
cezai tazminat
zarar ve ziyan
davacının miktarını mahkemenin kararına bıraktığı tazminat
kanuni hasar tazminat talebi
zarar ziyan talebi
tazminat talebi Noun, Law
dolandırıcılıktan dolayı uğranılan zarar
ecrimisil, haksız işgal tazminatı, fuzuli işgal tazminatı Noun, Zoning Law
manevi tazminat Noun, Law
manevi tazminat Noun, Law
ecrimisil Noun, Law
tazminat hukuku Noun, Law
zarar ziyan davası Noun
uğranılan zarar ziyan tazmini talebi
haksız fiil yüzünden tazminat elde etmek Verb
birinden tazminat almak Verb
savaş hasarları kanunu