inançlarına aykırı olarak
Adverb
Hukuki ve Ticari Konularda Yabancı Mahkeme Kararlarının Tanınması ve Tenfizi Sözleşmesi
Noun, International Law
hükmün tefhim edilmesi
Noun, Law
muhakemesinde yanılmak
Verb
Ceza Yargılarının Milletlerarası Değeri Konusunda Avrupa Sözleşmesi
Noun, International Law
kendi fikrini belirtmek
Verb
kendi yargısını sonraya bırakmak
Verb
savının doğruluğunu savunmak
Verb
seçimlik borç veya yükümlülük yükleyen karar
Noun, Law
bir mahkeme kararının iptali
bir mahkeme kararını iptal etmek
Verb
şartlı nihai karar
Noun, Law
kararı kabul etmek
Verb, Law
bir mahkeme kararının teyidi
tarafların anlaşmalarına uygun olarak verilen karar
Noun
vicahi hüküm (yargılamada tarafların yüzüne karşı bildirilen hüküm
Noun, Law
zamanaşımına uğramış karar
Noun, Law
bir kararı uygulamak
Verb, Law
hükmün infaz edilmesini talep etmek
Verb
dış ülkedeki bir mahkemede alınan ilam
Noun, Law
yabancı ülkede verilen mahkeme kararı
kısıtlılık kararı
Noun, Law
normal mahkeme kararlarından ayrılan karar
Noun, Law
judgment = judgement ile ayni anlama gelir. kıyamet.
The day of Last judgment = judgement:
Kıyamet günü. judgment = judgement Day: mahşer/hüküm günü.
bir kararı tamamlamak
Verb
mahkeme kararı istihsal etmek
Verb
mahkeme kararını bildirmek
Verb
(US) mahkeme kararı elde etmek
Verb
bir hükmü iptal etmek
Verb
bir mahkeme hükmünü yerine getirmek
Verb
hemen icra mevkiine konulacak hüküm
bir kararın yürütmesini durdurmak
Verb, Law
bir hükmün uygulanmasını ertelemek
Verb
kararın uygulanmasını ertelemek
Verb
infaz edilmemiş karar
Noun, Law
henüz icra mevkiine konmamış hüküm
değerine göre kıymet verme
birinin muhakemesini saptırmak
Verb
mahkeme kararına göre borcunu ödemeyen borçlunun celbi
Noun, Law
mahkemedeki karar defteri
Noun, Law
davalının mahkemeden davetiye aldıktan sonra herhangi bir defi dermeyan etmeden iddiayı kabul etmesine dayanan karar
Noun, Law
gıyabında karar
Noun, Law
sezgiye dayalı karar
Noun
kanaate dayanan karar
Noun
kararların yazıldığı sütun
Noun
ilamlı alacaklı
Noun, Law
mahkemece tanınan borç
Noun
takip olunan borçlu
Noun, Law
ilamlı alacaklı
Noun, Law
temyiz mahkemesinin bir kararı onaylayan veya bozan kararı
Noun, Law
hükmün icra mevkiine konması
şahsı izleyen borçlarla ilgili karar
Noun, Law
ayni bir ihtilafa dair davada verilen karar (bir eşyanın hukuki statüsüne veya aidiyet cihetine taalluk eden karar
Noun, Law
hareketten men etme kararı
hukuken tespit edilmiş gayrimenkul rehin hakkı
mahkemenin hapse hükmetme yetkisi
Noun, Law
borç ikrarı belgesi
Noun, Law
davanın reddi kararı
Noun, Law
davanın reddi kararı
Noun, Law
kesinleşmemiş mahkeme kararı
Noun, Law
kesinleşmiş mahkeme kararı
tasdikli karar tasarısı
Noun
hasarın şahsın kendi tarafından tespiti
Noun
(yangın sigortası , US) kişinin takdirine göre saptanan prim
duruşma protokolü
Noun, Law
rastgele alınmış örnek
Noun, Statistics
icra kararının uygulanması emri
Noun, Law
iyi niyetli ilanlı alacaklı
gıyaben karar vermek
Verb