1. İsim hakikat
  2. İsim gerçek, hakikat.
    You must always tell the truth .
    gospel truth: mutlak hakikat.
    That's
    the truth of it!: Gerçek budur, hakikat bundan ibarettir.
    the real/plain/naked/honest truth: yalın/çıplak hakikat, düpedüz gerçek.
  3. İsim doğruluk, gerçeklik, gerçeklere uygunluk.
    the truth of a statement.
  4. İsim sıhhat, doğruluk, doğru/sahih olan şey.
    mathematical truths: matematik gerçekler.
    truth will
    out: Hakikat gizlenemez/ bir gün ortaya çıkar = Güneş balçıkla sıvanamaz.
    Speak the truth and shame the devil:
    a.s. Doğru söyleyenin daima yüzü ak olur.
  5. İsim varlık, var oluş.
  6. İsim aslına uygunluk, sahicilik, hakikilik.
  7. İsim sadakat, vefa, içten bağlılık, dürüstlük, samimiyet.
  8. İsim sahihlik, doğruluk, yanlışsızlık, tamlık.
gerçeğe kulak tıkamak Fiil
birini söylediğinin doğru olmadığına inandırmak Fiil
birinin ifadesinin doğruluğunu kanıtlamak Fiil
gözlerini gerçeğe kapamak Fiil
ifadesinin doğruluğunu teyit etmek Fiil
hakikate saygı
birini gerçeği konuşmaya teşvik etmek Fiil
doğruyu söylemesi için uyarmak Fiil
Uygunsuz Gerçek İsim, Sinema
'nın doğruluğuna tanıklık etmek Fiil
gerçeği çarpıtmak Fiil
gerçekleri çarpıtmak Fiil
acı gerçek
ketmetmek Fiil
hakikati görmek Fiil
gerçeği çarpıtmak Fiil
gerçekleri çarpıtmak Fiil
gerçeği çarpıtma
apaçık gerçek
bir nebze gerçek payı
hakikati ortaya çıkarmak Fiil
hakikati ortaya çıkarmak Fiil
doğru yu bulmak Fiil
hakikate ulaşmak Fiil
apaçık gerçek, bedihî hakikat, münakaşasız kabul edilen gerçek/vakıa.
acı gerçek
yarı gerçek
çıplak, gerçek: duyguları inciten nahoş olay, nazik noktaya dokunan gerçek. İsim
apaçık gerçek: herkesin doğruluğunu kabul ettiği gerçeğin ifadesi. İsim
gerçeğe uygun olarak
gerçeklik peşinde
hakikat menfaatine
gerçekten, hakikaten, filhakika, filvaki, aslında, doğrusu, doğrusunu isterseniz.
gerçek payı İsim
gerçeği öğrenmek Fiil
az bir gerçek payı
boğa güreşçisinin boğaya kılıcı saplayacağı an. İsim
karar ânı, kritik an. İsim
çıplak gerçek
zerre kadar gerçek yanı olmama
gerçekten, hakikaten, filhakika, filvaki, aslında, doğrusu, doğrusunu isterseniz.
gerçeği saptırma
hakikatin ta kendisi
hakikatin ta kendisi
hakikati örtmek/saklamak.
hakikat ışığı
gerçeği abartmak Fiil
gerçeği saklamak Fiil
gerçeğin saklanması
doğruluğuna yemin etmek Fiil
İncil kadar gerçek olarak kabul etmek Fiil
birine açık gerçeği söylemek Fiil
gerçeği açıkça söylemek Fiil
hakikati söylemek Fiil
gerçeği açıkça söylemek Fiil
gerçeği söylemek Fiil
hakikati söylemek Fiil
doğruyu söylemek Fiil
doğru söylemek Fiil
işin aslını anlatmak Fiil
acı gerçek
içyüz
(n)
hakikat
bütün gerçek
harbi konuşmak (argo) Fiil
gerçekleri çarpıtmak Fiil
gerçeği çarpıtmak Fiil
evrensel gerçek
cilasız gerçek
hakikatleri araştırma ve uzlaşma komisyonu İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
hakikati araştırma komisyonu İsim, Siyaset-Ulusl. İlişkiler
truth serum
gerçeği söyleten ilâç: ruh tedavisi veya soruşturma için zerkedildiği kimsede gizli sırları açığa vurma
ihtiyacı uyandıran ilâç (
thiopental sodium vb.).
İsim
gerçek acıdır
Açıkçası, ... Zarf
bir ifadenin doğruluğu
gerçeği söyleten ilâç: ruh tedavisi veya soruşturma için zerkedildiği kimsede gizli sırları açığa vurma
ihtiyacı uyandıran ilâç (
thiopental sodium vb.).
İsim
doğruluk çizelgesi. İsim
doğaya sadık
gerçekten, hakikaten, filhakika, filvaki, aslında, doğrusu, doğrusunu isterseniz.
gerçekten, hakikaten, filhakika, filvaki, aslında, doğrusu, doğrusunu isterseniz.
Gerçek ortaya çıkacak.
Gerçek ortaya çıkacak.
takririn gerçekliğini tasdik etmek Fiil
bir ifadenin geçerliğini tasdik etmek Fiil
gerçeği birisinden öğrenmek Fiil
bir raporun gerçekliğinden şüphe etmek Fiil
birinden gerçeği zorla öğrenmek Fiil
bir davadaki hakikati açığa çıkarmak Fiil
bir şeyin geçerliğini kanıtlamak Fiil
bir şeyin gerçekliğini ispat etmek Fiil
bir ifadenin doğruluğunu kuşku konusu yapmak Fiil
gerçeğe hayal karıştırmak Fiil
gerçek payı yok
bir şeyin doğruluğunu kanıtlamak Fiil
bir raporun doğruluğundan emin olmak Fiil
bir ifadenin doğru olduğunu göstermek Fiil
kanıtın hakikiliğinden şüphelenmek Fiil
Doğru söyle.
Açıkçası, ... Zarf
hakçası İsim
aslına bakılırsa
Hiç de öyle değil. Cümle
doğruyu yanlıştan ayırmak Fiil
birinden gerçeği saklamak Fiil