bakan

Turkish-English Translation

  1. minister
  2. viewer
  3. secretary
  4. officer of state
  5. cabinet officer
  6. state secretary
  7. Noun, Central Government cabinet minister
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

dışişleri bakanı (federal düzeyde)
secretary of state Noun, Public Administration
Hazine ve Maliye Bakanı
Minister of Treasury and Finance Noun, Public Administration
kamu düzeni ve adalet bakanı
public order and justice minister Noun, Public Administration
aşağı bakan
downcast
birine vekillik eden bakan
acting minister
eski bakan
ex-minister
evde yaşlı bir kişi ya da hastaya bakan
carer
ilgili bakan
line minister Noun, Public Administration
meslektaş bakan
conjoint minister
meslekten bakan
career minister
sabık bakan
late minister
sabık bakan
ex minister
sabık bakan
former minister
sandalyesiz bakan
nondepartmental minister
temas kurulması güç bakan
minister difficult to get at
tepeden bakan
self-righteous Adjective
tepeden bakan
supercilious
yalnızca keyfine bakan
gay
yukarıdan bakan
highfalutin Adjective
bakan maaşı
cabinet wage
bakan meslektaş
conjoint minister
bakan mevkii
cabinet office
Bakan Müşavirleri
Counsellor to the Minister Noun, Organizations
Bakan oluru
Minister's approval Proper Name, Public Administration
Bakan Özel Kalem Müdürlüğü
Cabinet of the Minister Noun, Organizations
Bakan Özel Müşavirliği
Special Counsellor to the Minister Noun, Organizations
bakan sıfatıyla
in his ministerial capacity
bakan sorumluluğu
ministerial responsibility
bakan vekili
acting minister
Bakan Yardımcılığı
Office of the Deputy Minister Noun, Organizations
bakan yardımcısı
assistant deputy minister
Amerika'da ihtira işlerine bakan devlet bürosunun başı
commission of patents
arkaya bakan daire
back apartment
arsanın sokağa bakan tarafı
frontage
bebeğe bakan kız
baby minder
bir işe bakan kişi
handler
çevre işlerine bakan makam
environment department
cinayet işlerine bakan polis
detective police
cürümlere bakan ceza mahkemesi
court of oyer and terminer
davanın esasına bakan hâkim
trial judge
davaya bakan hâkimlerin başkanı
presiding judge
delivery Pennsylvania eyaletinde ceza davalarına bakan mahkeme
court of oyer and terminer and general goal
denizcilikle ilgili hukuk ve ceza davalarına bakan mahkeme
admiralty court
devlet aleyhine açılan tazminat davalarına bakan mahkeme
(US) court of claims
emniyetin cinayetlere bakan kısmı
detective force
en ağır suçlara bakan askeri mahkeme
general court-martial
ev sahibi-kiracı davalarına bakan mahkeme
rent tribunal
ev sahibi-kiracı davalarına bakan mahkeme
(Br) rent tribunal
evde yatıp kalkan ve ev işlerine bakan kadın
resident housekeeper
güneye bakan (ev
with southern aspect
herkese ve her şeye dönüp bakan kişi
rubber- neck
hukuk davasına bakan avukat
common lawyer
hususi hukuk davalarına bakan krallık avukatı
crown agent
İngiltere'de deniz davalarına bakan mahkeme
high court of admiralty
İngiltere'de mahkeme dışında davaya bakan avukat
outer barrister
kira işlerine bakan şube
leasing department
koltukları ön tarafa bakan çok sayıda yolcu alan otobüs
(Fr.) char à banc
kuzeye bakan ev
house with a northern exposure
mali davalara bakan mahkeme
fiscal court
mali işlere bakan mahkeme
revenue court
mali sorunlara bakan mahkeme
tax court
maliye davalarına bakan yargıçlar
barons of the exchequer Noun
medeni hukuk davalarına bakan mahkeme
common of pleas
miras işlerine bakan hâkim
prerogative officer
ödemeler gibi işlere bakan bölümü verilen gayriresmi ad
backroom
orman suçları işlerine bakan mahkeme
court of attachments
ormancılık sorunlarına bakan mahkeme
forest court
sokaktaki olaya durup bakan seyirci
bystander
Sosyal Yardım İşleri'ne bakan mahkeme
pension appeal tribunal
ticari anlaşmazlıklara bakan hakem mahkemesi
arbitration court for trade disputes
ücret anlaşmazlıklarına bakan mahkeme
wage tribunal
vergi davalarına bakan avukat
tax lawyer
vergi davalarına bakan avukat
(US) tax lawyer
vergi işlerine bakan hâkim
special commissioner
vesayet ve miras işlerine bakan mahkeme
court of probate
yıldızlara bakan kimse
stargazer
yoksullara bakan sosyal yardım memuru
warden of the poor
Milli Savunma Bakan Vekili
assistant secretary of defense
Turkish-English phrases from Zargan's own database

Turkish Dictionary (Kubbealti Turkish Dictionary)

  1. Başbakan tarafından, memleket işlerinin belirli bir ... hükûmet üyesi, vekil, nâzır
Summary published in cooperation with Kubbealti Foundation. Please visit www.kubbealtilugati.com for the full entry, including etymologies, detailed senses, usage examples and much more.