ruhsal sıkıntılarını işine bağlamak
Verb
(sigorta) her iki tarafta da kusur bulmak
Verb
sorumluluğu üstüne almak
Verb
(sigorta hukuku) her iki tarafın da suçlu olması
birini itham altından kurtarmak
Verb
birşey için suçlanmak
Verb
suçlu, kabahatli, sorumlu.
He is (greatly) to blame: (Bütün) suç onda/kabahat onun.
I am to blame for his lateness: Gecikmesinden ben sorumluyum/Gecikmesine ben sebep oldum/Benim yüzümden gecikti.
I am not to blame: Suç bende değil/Benim suçum/kabahatim yok.
bir şeyin kabahatinıüstüne atmak
Verb
bir şeyin kabahatinıüstüne atmak
Verb
bir şeyin suçunu birine atfetmek
Verb
bir şeyin sonucunu birine yüklemek
Verb
kabahati birine yüklemek
Verb
bir şeyin suçunu birine atfetmek
Verb
her iki tarafın da suçlu olduğu çarpışma klozu
bir çarpışma da her iki tarafında kusuru bulunması klozu
suçu birinin üstüne atmak
Verb
suçu birine yüklemek
Verb
kabahati birinin üstüne atmak
Verb
kabahati birinin üzerine atmak, birini kabahatli bulmak.