kazanç müsaderesi
Noun, Criminal Law
yapmacık, gösteriş, belirli bir etki uyandırmayı amaçlayan (şey).
He's not really hurt, he's just crying for your benefit: Bir yeri acımadı, sırf dikkatinizi çekmek için ağlıyor.
bir başkasının menfaatine kendi hayatını sigorta ettirmek
Verb
bir başkası menfaatine kendi hayatını sigorta ettirmek
Verb
sigortalı kaza sonucu öldüğü takdirde sigorta poliçesinde yazılı meblağa ek olarak ödenen para
(emeklilik maaşı) temel ücret
işsizlik tazminatı almak
Verb
işsizlik sigortasından artık para almamak
Verb
hayat sigortasında nakdi tazminat
tüketici yararı
Noun, Economics
(Br) işsizlik sigortasında işsizlik yardımı
sözleşme yle saptanmış sigorta kazancı
sözleşmeyle saptanmış sigorta kazancı
ölüm ödencesi/tazminatı: sigortalının ölümü halinde varisine ödenecek para.
(Br) emeklilik hakkını kazandıktan sonra ölen işçinin aldığı maaş
amortismandan elde edilen kazanç
sakatlık maaşı
Noun, Employment
bir bölgenin kurutulması yoluyla değerinin artması
işsizlik yardımı almak
Verb
ücrete bağlı işsizlik yardımı
(Br) ücrete bağlı işsizlik yardımı
memur tarafından ödenecek sosyal sigorta primi
işçi tarafından ödenecek sosyal sigorta primi
şirket tarafından ödenen memurun sosyal sigorta primi
memur tarafından ödenecek sosyal sigorta primi
(Br) (işsizlik sigortası) ek tazminat
sağlanan işsizlik tazminatı
(Yeni Zelanda) aile yardımı
ek-çıkar, yan-ödeme, maaş veya ücretten başka alınan para/mal (sağlık sigortası, emeklilik, ikramiye,
prim vb.).
One of the fringe benefits of this job is free health insurance.
(sigorta) hemen yapılan yardım
hayat sigortasında vefat eden kişinin bakmakla yükümlü olduklarına düzenli ödemeler şeklinde verilen
tazminat veya sağlık sigortası tahtında sigortalı
sanayii kazasında ölenin ailesine verilen tazminat
sanayi kazasında ölenin ailesine verilen tazminat
(Br) iş kazası sakatlık tazminatı
sigortadan temin olunan menfaat
(sigorta , US) ölüm veya sakatlık nedeniyle prim ödememe
(US) altmışbeş yaşına gelen işçiye ödenmesi garanti edilen bir miktar para
sosyal yardım alabilme koşulu
işsizlik yardımı almak
Verb
ekonomik nedenlerden ötürü işten çıkarma tazminatı
işsizlik yardımı almak için kaydolmak
Verb
emekli maaşı
Noun, Employment
bir intifa hakkının süresi
işten ayrılan ya da emekliye ayrılan bir kimsenin işten ayrılışında aldığı para
sosyal fayda
Noun, Economics
(Br) emekliye ayrılan kişinin eşine veya çocuklarına emeklilik aylığından ayrı olarak her ay ödenen belirli bir meblağ
ameliyat masrafları yardımı
vergi indirimi
Noun, Taxation-Customs
vergi dışı bırakılan gelir miktarı
maaşla birlikte verilen ödemeler
yardımlaşma kurumu: hastalık, ölüm gibi olağanüstü hallerde üyelerine yardım sağlamak maksadıyla kurulmuş cemiyet.
(bir şeyden) yararlanmak
Verb
vasiyetnameden yararlanmak
Verb
bir vasiyetnameden yararlanmak
Verb
belli koşulların gerçekleşmesinde belli bir meblağ ödemeyle ilgili yazılı taahhüt
kâr amacı gütmeyen kuruluş
kaza durumunda karşılıklı sigorta
yaşlılara yardım sağlayan
kamu yararına çalışan şirket
(Br) kamu yararına çalışan şirket
bir şey yararına verilen konser
bir icattan kazanılan para
avukat tayinini mahkemeden isteme hakkı
müşterek kefillerden her birinin yalnız kendi hissesine düşen miktarda ödemede bulunma hakkı
resmi defter tutulması isteminde bulunmuş vârisin murisin borçlarından yalnız terekeden iktisap ettiği
şeylerin değeri oranında sorumlu olma hakkı
bir şey yararına verilen konser
bir şeyden özel olarak yararlanmak
Verb
yardımlaşma kurumu: hastalık, ölüm gibi olağanüstü hallerde üyelerine yardım sağlamak maksadıyla kurulmuş cemiyet.
vergi bakımından istifadesi olmak
Verb
kaza tazminat sigortası
Noun
(Br) çocuk yardımı sistemi
toplumsal yatırım projelerinin sosyal masraflar ve sosyal yararlarının incelenmesi
maaş esaslı emeklilik planı
kazanca bağlı emeklilik planı
bir şeyden yararlanmak
Verb
bir şeyden menfaat sağlamak
Verb
hastane tazminatı sigortası
Noun
herhangi bir girişimden elde edilecek olan çıkarlar ve alınacak riskler arasındaki ilişki
(US) işyeri sosyal sigorta sistemi
(Br) işsizlik yardımı programı