Available on App Store
Get it on Google Play
TR
X
ç
ğ
ı
ö
ş
ü
encumbrance
Cozy
English-Turkish
Terms/Phrases
English-Turkish Translation
Noun
engel, mania, ayak bağı, lüzumsuz/fuzuli şey.
Noun
çocuk, geçimi ile yükümlü olunan kimse.
Noun, Law
borç, ipotek, mükellefiyet.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition
Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt
English Turkish Phrases
foundation-related encumbrance
vakıf şerhi
Noun
discharge an encumbrance
bir ipoteği kaldırmak
Verb
junior encumbrance
ikinci derecedeki külfet
junior encumbrance
ikinci derecede ipotek gibi
without encumbrance
(a) çocuksuz, çoluk çocuk gailesi olmayan, (b) ipoteksiz, ilişiksiz, takıntısız.
encumbrance on real estate
gayrimenkul mükellefiyeti
Noun, Law
be an encumbrance on sb
birine yük olmak
Verb
register an encumbrance with the land registry
(tapuya) şerh düşmek, (tapuya) şerh koymak
Verb, Law
English-Turkish phrases from Zargan's own database
Please enable JavaScript to view the
comments powered by Disqus.