entanglement

  1. Noun dolaştırma, karmakarışık etme, arap saçına benzetme.
  2. Noun dolaşıklık, karmakarışıklık.
  3. Noun dolaştıran/karıştıran/keşmekeş eden şey.
  4. Noun engel, mania, ayakbağı.
    The trenches were protected by a barbed-wire entanglement.
  5. Noun desise, düzen, hile, dalavere.
  6. Noun kötü bir işe karışma, bulaşma.
    He avoided entanglement in dishonest business dealings.
dikenli tel engeli
bir karışıklığı halletmek Verb
dikenli tel mania.
ısparmaça Maritime Traffic
bir kadınla başı dertte olmak Verb