fit to

English-Turkish Translation

  1. … derecede, raddesinde, -cesine/-casına.
    fit to burst: çatlayacak derecede, çatlarcasına, katılırcasına.

    They were laughing fit to burst: Katılırcasına gülüyorlardı.
    She was crying fit to break one's heart: Ağlayışı insanın içini parçalıyordu.
    fit to drop: nerede ise yıkılacak/düşüp bayılacak, yere yıkılacak derecede.
    We worked till we were fit to drop: Çalışmaktan ayakta duracak halimiz kalmadı.
    I feel fit to drop: Ayakta duracak halim yok/Nerede ise düşüp bayılacağım.
English-Turkish translations from the Atalay Dictionary, First Edition

English Turkish Phrases

fit to be
layık
fit to be tied
(a) çok kızmış, sinirli, (b) sabırsız, patlayacak halde, yerinde duramaz (halde).
fit to carry arms
silah taşıyabilir
fit to drink
içilebilir
fit to drive
araba kullanabilir
fit to drop
düşecek kadar yorgun
fit to eat
yenebilir
fit to hold a candle
kâbına erişmek,
mec. eline su dökebilmek, boy ölçüşebilmek.
He is not fit to hold candle to
Ali when it comes to learning foreign languages.
fit to live
yaşayabilir
fit to page
sayfaya sığdır Information Technology
fit to travel
yolculuk edebilir
(the essential parts of sth) to fit together
çatmak Verb
dressed fit to kill
rüküş
dressed fit to kill
çok gösterişli giyinmiş
dressed up fit to kill
çok gösterişli bir şekilde giyinmiş.
have nothing fit to wear
giyecek uygun bir şeyi olmamak Verb
not fit to hold the candle to sb
eline su dökememek Verb
not to be fit to hold a candle to sb
birinin eline su dökememek Verb
see/think fit to do
(a) uygun/münasip/muvafık görmek.
She may see fit to ignore the whole incident. (b) acele karar
vermek (ekseriya yanlış/uygunsuz karar).
You are not fit to black his shoes
Sen onun ayağının pabucu olamazsın.
(collog) (for sb) to be fit only for
paklamak Verb
(for a garment) to fit sb
üstüne oturmak Verb
(for sth) to fit on (sth
oturmak Verb
(tree) fit or ready to be cut
kesimlik
not to be fit for a position
bir mevkii dolduramamak Verb
not to consider fit
gözü tutmamak
to be fit for one's job
işini yapmaya ehil
to fit for military service
askerlik hizmetine uygun
English-Turkish phrases from Zargan's own database