loud

  1. yüksek (sesle), şiddetli (gürültü).
    loud talking: yüksek sesle konuşma.
    loud thunder: şiddetli
    gök gürültüsü.
    The bomb exploded with a loud noise.
    loud cry: feryat, çığlık.
  2. gürültülü, patırtılı, kulakları tırmalayıcı (bir şekilde).
    loud laugh: gürültülü kahkaha.
    The
    music is too loud. A quartet of loud trombones.
  3. çınlayan, çın çın öten.
  4. yaygaralı, velveleli, taciz edici, kaba.
    a loud party. a loud demonstration.
  5. aşırı, abartılmış, mübalâğalı, ısrarlı, kuvvetli, fazla.
    to be loud in oen's praises: aşırı/fazla
    methetmek, övmede fazla ileri gitmek.
    a loud denial: kuvvetli inkâr.
    loud demands: ısrarlı talepler.
  6. (renk) çiğ, çok parlak, göze batan, gösterişli.
    loud clothes. to have a penchant for loud ties.
  7. kaba saba, incelikten yoksun, âdi, bayağı.
  8. keskin/pis kokulu.
hayranlığını saklamamak Verb
şikâyetlerini saklamamak Verb
birini göklere çıkarmak Verb
zilzurna
Allahaşkına, Allahını seversen (bir ricaya/isteğe/emre kuvvet vermek için kullanılır).
For crying
out loud, shut that door: Allahaşkına kapat şu kapıyı!
gürül gürül
aloud. Adverb
sesli düşünmek Verb
düşündüklerini süzgeçten geçirmeden söylemek Verb
düşündüklerini ortaya söylemek Verb
büyük alkış
büyük eleştiri
şiddetli eleştiri
çığlık
cafcaflı giysi
düpedüz yalan
aleni suç
yüksek sesle, konuşur gibi.
She repeated her lines out loud to herself.
cafcaflı desen
Internette sohbet programlarında kullanılan gülme efekti
gürüldemek Verb
gürlemek Verb
yaygarayı/feryadı basmak.