meydana getiren

Turkish-English Translation

  1. originator
Turkish-English translations from Zargan's own database

Turkish-English Phrases

geniş hat meydana getiren
broad gauge
İngiliz devleti borçlarının bir bölümünü meydana getiren
british funds
tepki meydana getiren
reactive
alerji meydana getiren madde
allergen
bir birlik meydana getiren parçalardan oluşan
integral
bir olayı meydana getiren nedenlerin sonuncusu
causa causans
devir meydana getiren kuvvet
torque
doğuran veya meydana getiren kimse
generator
hasarı meydana getiren fiilin doğal sonucu olsa da
special damage
ifadeyi meydana getiren bütün
vocabulary
şirket sermayesini meydana getiren muhtelif hisseler
invested capital
sonucu meydana getiren en yakın ya da en son neden
causa proxima
sonucu meydana getiren neden
primary case
tümü meydana getiren parçalardan biri
component part Noun
Turkish-English phrases from Zargan's own database