hepsi aynı şey olmak
Verb
(perdeler) möblelerin rengi ile uyuşmak
Verb
kadastro planını çıkarmak
Verb
bir tavsiyeye kulak asmamak
Verb
bir arazi parçasını kiralamak
Verb
bir kâğıdın her iki yüzüne yazmak
Verb
bir kâğıdın her iki yüzüne de yazmak
Verb
çok kolay (olmak).
For me, it's a piece of cake: Bu benim için çok kolaydır.
çok kolay iş.
It's a piece of cake: Ondan kolay ne var.
azar, tevbih, kızgınlığın/öfkenin açıkça ifadesi, açıkça tasvip etmeme/karşı gelme.
give someone a piece of one's mind = tell someone one's mind: (birisine) ağzına geleni söylemek, iyice veriştimek, adamakıllı haşlamak, azarlamak/paylamak.
(a) samimî eleştiri/tenkit, açıkça söylenen fikir, (b) azarlama, paylama.
başarı ya da katılım payı
bir arsanın üzerine konmak
Verb
bir arsa ile ilgili olmak
Verb
birine haberi vermek
Verb
çalışmasını tamamlamak
Verb
bir haberin önemini belirtecek şekilde tertip etmek
Verb
bir işi sona erdirmek
Verb
bir işi kendi çıkarına yönetmek
Verb
(a) bir kimsenin kusurunu yüzüne vurmak, (b) aklını başına getirmek.
birinin ağzının payını vermek
Verb
birine ağzına geleni söylemek
Verb
birisini azarlamak/paylamak, hakkında düşündüklerini açıkça söylemek.
(malî bakımdan) ilgisi/ilgili olmak, ilgilenmek.
haberi ilk kaynağından almak
Verb
kaynağından duyduğu haberleri olmak
Verb
bir arsa üzerinde satın alma önceliği olmak
Verb
bir toprak parçasını çitle çevirmek
Verb
bir işi baştan savma yapmak
Verb
bir tanıklığı reddetmek
Verb
bir delilin sahte olduğunu iddia etmek
Verb
bir arsayı ifraz etmek
Verb
bir gayri menkulü ipotek etmek
Verb
gayri menkulünü ipotek ettirmek
Verb
gayrimenkulünü ipotek ettirmek
Verb
gayrimenkulu ipotek etmek
Verb
bir kitaptan alınan okuma parçası
Noun
bir haberi anlatırken bire bin katmak
Verb
bir işin son cilasını çekmek
Verb
bir kesiğe plaster yapıştırmak
Verb
bir habere karşı gösterilen reaksiyon
emlakin bir kısmını ayırmak
Verb
bir emlakin bir kısmını ayırmak
Verb
haberi büyüterek yaymak
Verb
ahlaksızlığa teşvik etmek ahlaksızlık
Noun
haberi büyük başlıklarla neşretmek.